Keşke her adımımızı düşünerek atabilsek.
Her söylediğimiz söze, hatta düşünce ve duygularımıza bir gün;
dünya hayatında veya ahirette karşımıza çıkacağını bilerek yön verebilsek.
Şu kısa, fani hayatın bir saniyesini bile boşa harcamasak.
Dua ve tövbe etmede kaçırdığımız bir sürü fırsatlar…
Her hafta Rahmet-i Sonsuz’un bize hediye ettiği Cuma akşamı ve günü.
Hak etmediğimiz bir sürü maddi nimetler, günahlarımıza af dilemek için değişik zaman
dilimlerinde sunulan kıymetli vakitler…
İnsan ne kadar nankör.
Kırdığımız kalpler,
yaptığımız dedikodular,
ettiğimiz su-i zanlar,
gösterdiğimiz sabırsızlıklar,
ihmal ettiğimiz ibadetler ve şükürler…
Oysa, (bir yerde okuduğum bir sözü aktarıyorum):
Ebedi mükafat varsa ötelerde, fani dertlere takılmak bilmeyene mahsustur.
İnanan bilir ki özlemlerin sonu vuslat, hüzünlerin sonu tebessümdür.
-Alıntı-Alıntı-Alıntı-