Bilmiyorum neden diyorum bazen
Bazen imtihan diyorum
Lakin isyanım yok bu kainata olmadı da
Düşer , yıkılır lakin kalkar ama yaralı bir şekilde
O yarada ben şeyi bıraktım
İşte şeyi
GÜLMEYİ...
Şimdi bakıyorum ileriye geriye
Sözlerin kader dediği şeritte olanlar
Sabrettiğimiz yenilgilerde değil
Herşeyden önce kendimi unutmuşum
Bakıyorum neye tutundum da kaldım.
Bakıyorum isyan kelimesini dileme dolamadığım halde ne dir bu acı
Gam keder hüzün nedir?
Sorgular olurum kendime
Dostluk mu
Grdaşlık mı
Şöyle bakıyorum da
İbrahim Dizlekin şiirinde dediği gibi Düşme
Düştüm mü bir darbe Gardaşdan /Dosttan geliyor
Bakıyorum da sessizce ağlamayı adet edinmişim
Nefesim kesildiğini gördüğümde
Tuttuğum dalların kırıldığını anladım
Şöyle baktımda iyi olduğunda olduğun
Kötü olduğunda bir tekme de ondan geldiğide
Acı kabuk bağlar oluyor
Çünkü kabuğun o içini oyum oyum oyuyolar
Sonra bakıyosun senden ne eser kalmış ne güç
Şimdi ne diye uğraşıyorum diyorum o vakit
Her başlangıçların sonu değil mi
Şöyle bakıyorum da gönül pıhtısı kalpte kaldı mı
Yoksa gönül derbenti sessizce kaldı
Yaşam denen illet günlerde
Şimdi intiba ettiğin o günlere söylüyorum
Kaldığımız sözlere bakıyorum
Hepsi birer göz yaşının sayışında kaldı...
Yok olup gitti...
Yağmura karışıp hepsi tek tek gitti
İlk Aşk
İlk Dostluk
İlk Gardaşlık
Ben bu yüzden unuttum Gülmeyi...
Kendim oldukça zorladınız
Kendim oldukça kopardınız
Şimdi biliyomusunuz hepiniz kazandınız...
Bu yol buraya kadar dediğim sözlerde sakladığım bu hayatta
Nefesin son bulduğunu gördüm...
İşte acı keder gönül hepsi
Bir toz gibi
Bir gözyaşı gibi
Uçtu gitti bu ömürderin...
Çünkü ben gülmeyi unuttum ...
Sevda denilen illet neydi
Kalbe konulan değilmiydi
Huzur değilliydi
Yaşam değilliydi
Gören oldu mu onuda
Kusura kalmayında benim gönül derbentim bitti
Sözüm odur gönül dergahında kaldı
Sessizce yok oluş gibi
Ben bu yüzden unuttum Gülmeyi...
Vesselam...
Not: Neydi çobanın derdi gönül/Yoldaş değilmiydi şimdi herşey sellerde kaybolduysa ne demeye kaldı bu orman