Bu mecralara ilk girdiğimde benimle arasında yaş farkı olan ya da aile kurmuş, çocuk yetiştirmeyi göze almış, dolayısıyla hayat tecrübesi benden fazla her insana güvenir, gönlümün tamamını açardım. O zamanlardan beri beni tanıyan herkes o hallerime şahitlik edebilirler.
Sonra zaman geçti tabi… Ben masumiyetimi kaybettim ve güvenim de onunla birlikte yol almaya karar verdi.
Erkek milletinin yaptıklarını çok garipsemedim çünkü onlara yirmili yaşlarımdan beri güvenmekte zorluk çekiyor, bile bile lades diyordum ama buralarda beni sarıp sarmalayacağına ve yol göstereceğine inandığım kadınların yaptıkları çok beklenmedikti. Bir daha mümkün olduğunca kimsenin hayat tecrübesinden dolayı oluşacağına inandığım iyi niyetine güvenmemem gerektiğine karar vermiştim.
Sonra @
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] üst yönetime geldi… Biraz sohbet edince kendi kendime dedim ki biz birlikte bu üst yönetimdeki adamların hepsinin canına okuruz
Tabi ki öyle demedim… Ben okumaktan yanaydım tabi ama ESinti’nin kalbi ponçik.
Forumu gerçek manasıyla kullanıp, güzel zaman geçirmek, bir şeyler öğrenmek ve yeni insanlar tanımak için kullanır. Zeki ve sabırlıdır. Sizi seviyorsa, saatlerini ayırarak sizi dinler ve yol göstermeye çalışır, kolay kolay sizden vazgeçmez. Eğer mecbursa sessiz sedasız vaz geçer sizden, canı yandı diye canınızı yakmaya odaklanmaz yani. Fark ettiğinizde o gemi o limanı çoktan terk etmiştir. Affeder bir de… Eskisi gibi olmaz hiç bir şey ama affeder. Bazılarımızda olduğu gibi deve kini yoktur onda, bir çoğumuzdan daha merhametlidir.
Derdini paylaşmak yerine, etrafındakilerin derdini dinlediğinden dışarıdan genelde tasasız görünür. Tasasız olduğundan değil elbet… Hem şükrederek bir çok şeyin üstesinden gelebildiğinden hem de derdi tasası onun mahremi olduğundan böyledir.
Size gönlünü açtıysa, içini döktüyse, o demektir ki, artık ailesinden olmuşsunuzdur. Ve yine demektir ki, sizi siz farkında olmadan kollar ve gözetir.
@
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...], biliyorum sana abla demiyorum. Bu başta “gencecik kadına nasıl abla diyeyim?” düşüncemden olsa da şimdilerde bu sebeple değil. İçimden gelmediğinden de değil. Aramızdaki ilişki alışılagelmiş kalıplarla anlatılırsa sanki sadece o şekilde ilerlemesi gerekir diye endişelendiğimden.
Bana önceliğin hep kendim olması gerektiğini hatırlattığın için, beni bu kadar koruyup kolladığın ve bunu sınırlarımı ihlal etmeden yapabildiğin için, değerli olduğumu aklımdan çıkardığımda hatırlattığın için, yemek ve koca karı tariflerin için, sesli sesli şiirler okumayı sevdirdiğin için, racon kestiğimde(!) bana yakıştığını söylediğin için, Almanya’da bir ailem olduğunu bilmemi sağladığın için, şu anda aklıma hemencecik gelmeyen bir çok şeyi için ve en önemlisi dualarından beni eksik etmediğin için sana çok minnettarım. Seni çok seviyorum.
İyi ki yollarımız kesişmiş
Bu defa da ben EStim…