[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
.
’utançsız, yalansız sevmekti ..
büyük acılar varken bu şehirde
son kez vurmaz çalımlarımıza
kırağı..
zincirlere vurulan bileklerin sesi
yana yana siner üstümüze...
sabîlerin sabrı eritip
vefa gelmiyorsa şafaktan !
açılmaz bu avlunun kilitleri..’’
..
..
öfke ve kin dimağıma yerleşmişken bu kadar
bizi beklemiyor hiç bir şey..
zamandır
içimde meltemler haykırırken mor dağlara
aklım ermez bu vahim eskimişliğe
oysa ne güzeldi bu şehrin yağmurları
ve
bulutların o hizası..
..
direnmekte yarının emaneti..
gökyüzü dölünü atarken toprağa
inzibat tutar ay
vaveylası
doğar üstüne yıkıla yıkıla
..
hayallerim...
bulanık saçlarımdan düşerdi
inatla elmacık kemiklerime asılırken
havzanın suyu
sendeki sıcaklık memleketim kokardı
ve sen öperdin umutlarımdan
ki öperek kanatırdın nefeslerimi
sızım
iki dirhem bir çekirdek
vurulur alnının ortasından heyhat!
yüzünü kanla yıkayan bir sabah
uyanır
pervasız bir düşle..
asi..
ve muhacir bir sadakat
ki ıssızdır doğmadan ölen çocuklar
inmez yere dediğim dağlar memesinden emzirir
çığlıkları
..
sahtesi doğmaz güneşin güne
yarınlarım bu kadar sendelerken ayaklarıma
esirliğim minderde ucubelere atık katran
kimbilir ağıza alınmayacak
kadar hilebazım bende
üstümde bunca kokuşmuş delilik varken
..
..
zamandır
elimde kıvılcımları etrafa saçan çelik yay
minarelerde müttefik bir selâ..
alnımda secdeye yönelen ihvan bir niyet
vakit 03:45 ..
ve kölelik
hükümsüzüm fermanı kırıyor arşı
dirseklerim direniyor
düştü düşecek korkusu peydah oluyor
ve sırt sırta zalim bu coşku !
sabahı göremeyen bir çocuk gibi
kör ve sakat bir uzuv
nasır tutmuş ağzım
alevli har !
dönerse dilimin puştluğu bu
budur
acziyetim..
budur
yoksunluğum
ki zaten yoktum ben
darağacında sallanıyordu
i n s a n i y e t
zamandır
alımlı bi kız kırıyor umudumu
çatırdıyor alnımda insanlık !
...
’’ustalık hayyamın şarabıydı
sultan olanın adı ile..
*bulut geçti, göz yaşları çimende*..’’
b.karaca