Arkadaş & sevgili
[I]İnsan bazen arkadaşlarına sevgili gibi davranıyor.
Sahipleniyor,kıskanıyor ama gırtlağına çökmeden.
Tatlı tatlı flört ediyor ama sınırları aşmadan.
Birlikte gülmekten ölüyor,çok ama çok eğleniyor,dağıtıyor,yerlere düşüyor,günün cılkını çıkartıyor ama o arkadaş ya, sevgili değil ya, hiç sorun olmuyor.
Her şeyi konuşuyorlar, pek fazla sansür uygulamıyor,sürekli anlatıyorlar,fazlasıyla ilgili oluyor; kulaklarını kocaman kocaman açıp,dinliyor.
En önemlisi de büyük bir coşkuyla sonsuza kadar yapılan isler üzerine konuşabiliyorlar, çünkü is paylaşılabiliyor,birlikte benzer isler üretiliyor.
Müthiş bir keyifle dedikodu yapabiliyor, hatta kendi karisini,kocasını,sevgilisini bile çekiştirebiliyor.
Arkadaşlık, bu açıdan insanin hayatini keyifle idame ettirebilmesi için büyük bir avantaj oluyor.
Ama insan sevgilisine her zaman arkadaş gibi davranamıyor.
Bir kere eleştiriler,haliyle bu kadar net dile getirilemiyor.
Sevgiliyle bir arkadaşla konuşulduğu gibi her zaman rahat da konuşulamıyor.
Tehlikeli sularda dolaşmaktan kaçınmak gerekiyor.
Çünkü,sonuçlarını bedellerini ödemek gerekebilir, burnundan fitil fitil getirebilir,dikkatli olmakta fayda var.
Çünkü sevgililik onuru çok kolay yaralanabiliyor.
insan,sevgiliyken, evliyken çok daha hassaslaşıyor.
En küçük şeye bile ”Bana bunu nasıl yapar?” oluyor.
Oysa arkadaşının kaldırabileceği sınırlar çok daha geniş.
İnsan her zaman sevgiliyi dinlemek de istemiyor, bütün gün başka insanları dinlemiş olduğundan yorulmuş oluyor, gına gelmiş oluyor.
Ya da karşındaki seni dinlemek istemiyor.
Ortama bir sessizlik çöküyor, ”Tetiği ilk kim çekecek?” diye gergin bir bekleyişe giriliyor.
Bir de tabii sevgiliyle ya da esinle sabahlara kadar gülünüp eğlenilemiyor.
Kalabalık içinde isin içine başkalarının ne düşüneceği girdiğinden gerilim artıyor, ‘biz”i düşünmekten ”ben” karambole gidiyor.
Sevgiliyle başka bir koza yaratılıyor, o koza içine giriliyor, hiç itirazım yok, o da güzel ama ayrı kategorilerdeki ilişkiler gibi sanki: arkadaş olunca başka şeyler paylaşılıyor, sevgili ya da evli olunca başka şeyler paylaşılıyor.
En iyisi,en güzeli ama en zoru da bu iki kategoriyi birleştirebilmek galiba.
“Arkadaş-sevgili olabilmek.”
Hem arkadaşın hem sevgilin gibi olabileceğin biri, hem arkadaşlığı hem sevgililiği paylaşabileceğin biriyle üretmek,gülmek,ağlamak, konuşmak,çekiştirmek çok daha güzel geliyor.
Kolay bir şeyden söz etmiyorum tabii.
Arkadaş gibi zamanı geldiğinde geri çekilebilmek,uygun düştüğünde de sevgili gibi davranabilmek, bu iki rolü birbirine karıştırmadan oynayabilmek her baba yiğidin harcı değil.
Ama yapabilenler de yok değil.
Yapabilenler mutluluğu ve güzellikleri yakalayabiliyorlar zaten.
ÖMER KÖROĞLU
________________
AYAĞIMA TAKILANLAR İLE DEĞİL , KAFAMA TAKILANLAR İLE İLGİLENİRİM....
|