Gariplerin Kıymeti..
Garip kimselerin genelde insanların yanında bir kıymeti yoksa da, Allahü teâlânın katında değeri büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Garip, gurbette, Allah yolundaki mücahid gibidir. Gariplere ikram ediniz. Çünkü, kıyamette onların şefaat hakkı vardır. Umulur ki onların şefaati sebebi ile kurtulursunuz.) [Ebu Nuaym]
(Garip, hastalandığı zaman, sağına, soluna, önüne, arkasına bakıp da tanıdık birini görmediği vakit, Allahü teâlâ onun günahlarını mağfiret eder.) [Deylemi]
(Garip iken ölen şehittir.) [İ. Asakir]
(Garibe yardım eden Cenneti hak eder.) [Deylemi]
(Müminin, doğduğu yerin dışında, garip olarak ölmesi nimettir.) [Taberani]
(Gariplerin dost ve yardımcısı Allah ve Resulüdür.) [Tirmizi]
(Garipler, çoğunlukta az olan salihlerdir. Bunları sevmeyen, sevenden çoktur.) [İ. Ahmed]
(Allahü teâlâ buyuruyor ki: büyüklenmeyen, gününü Allah’ı anmakla geçiren, [Allah’ın razı olduğu işleri yapan] günahta ısrar etmeyip istigfar eden, aç doyuran, garibi koruyan, küçüğe merhamet, büyüğe saygı gösterenlerin namazlarını kabul ederim. Böyle bir kimselerin istediklerini veririm, dua ederlerse, dualarını kabul ederim.) [Darekutni]
(Mümin, dünyada gariptir.) [Ebu Nuaym]
Büyükler, (Mal, gurbette vatandır. Fakirlik vatanda gurbettir. Bir kimse, fakirse, nerede olursa olsun gariptir) buyuruyor. Şair de, "Ben gurbette değilim, gurbet benim içimde" diyor. Bu garipliğin sebebi ise, insanlar gittikçe bozulmaktadır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(İnsanların en iyisi benim asrımda bulunan müslümanlardır. [Eshab-ı kiramdır]. Onlardan sonra en iyileri, onlardan sonra gelenlerdir. [Tabiindir]. Onlardan sonra da en iyiler onlardan sonra gelenlerdir. [Tebe-i tabiindir]. Onlardan sonra gelenlerde yalanlar yayılır. Bunların sözlerine, işlerine inanmayınız.) [Buhari]
(Kıyamete yakın ilim azalır, cehalet artar.) [İbni Mace]
(Bu din garip olarak başladı, sonu da garip olur. Halkın bozduğu sünnetimi düzelten gariplere müjdeler olsun!) [Tirmizi]
(Bir zaman gelir, sünnetim unutulur, bid'atler yayılır. Sünnete uyanlar garip olur, yalnız kalır. Bid'atçiler, kendilerine çok arkadaş, yardımcı bulur. O zamandaki müslümanlar, sudaki tuz, sirke içindeki kurtçuk gibi zor şart altında yaşarlar, dinlerini korumaları güçleşir, Avuçtaki ateş koru gibi, bırakırsa söner, tutarsa elini yakar.) [Şir’a]
|