FEYZ'Karadut Lekesi
Yeni yeni öğreniyorsun bir şeyleri. Nihayetinde insansın.. Öğrenmeye, hata yapmaya, acı çekmeye pek bir müsaitsin. Yoksa nasıl ayakta kalabilirsin?
Öyle ot gibi, sessiz ve kimsesiz.. Bir ömrü nasıl geçirebilirsin?
Diyor ya; “Bu yaşıma kadar öğrendiğim bir şey varsa o da cennet ya da cehenneme gitmek için ölümü beklememizin gerekmediğidir. Çünkü her insan kendi cennetini de cehennemini de içinde yaşar.”
Bazen cennetim, bazen cehennemim.. Belki de bir kendimeydi esaretim.
Hani Atilla İlhan demişti; ''Bunca yıl sönmemiş umudum, Nisan değilse Mayıs, Perşembe değilse Pazar..'' Şimdi ise, sen benim yaz mevsimim, haftasonu tatilim, bazen olmayan sabah, hiç yoksa; bitmeyen günışığım..
Şimdi bazı şeylere anlam yüklemeye başladım.
Karadutun lekesini sadece kendi yaprağı çıkarırmış. Eskiler; "İnsan da aynı bu ağaç gibidir." derler. Yarasına ilacı başka yerde arayan yanılırmış. Her yaranın merhemi; kendi dalındaymış.
Karadutun lekesini sadece kendi yaprağının çıkardığını öğrendiğimde, yaranın merheminin yine yara olduğunu düşünmüştüm ve her yara izinin aslında biraz da yaşam izi olduğunu..
Nereden bilebilirdim, sana rastlayacağımı?
Aynı yarayı, yine aynı yaranın kapatmayacağını.. Aslında merhemin insanın kendi özünde,
Eteğinin dibinde, yahut bir kirpik, bir kaş, bir bakışta olacağını..
-Matizz
[YOUTUBE]9URsavaByt8[/YOUTUBE]
________________
Ve her insan, zamanın dünya üzerinde bıraktığı birer yara izidir.
|