Tekil Mesaj gösterimi
Alt 30 Aralık 2023, 19:45   #1
KinGStaR
Emektar
KinGStaR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart Dolomitler: Italya’nin başka yüzü



İtalya deyince akıllara önce neresi gelir? 3000 yıllık tarihiyle Roma mı, kanallarıyla Venedik mi, modanın kalbi Milano mu, denizi ve rengarenk evleriyle Cinque Terre mi? Benim gibi doğa düşkünlerininse hem aklında hem de kalbinde Dolomitler vardır. Kusursuz güzelliğe sahip Dolomitler’in tablolardan çıkma bir güzelliği var. Yazın yeşile boyanan vadiler, kış aylarında kar altında muhteşem görüntüler sunar. Erişilmez gözüken zirveler gün batarken öyle bir turuncuya bürünür ki, gözlerinizi alamazsınız bu müthiş doğa olayından… Belki de Avrupa’nın en güzel gölleri burada. Göz kamaştıran doğasıyla Dolomitler, bildiğimiz İtalya’dan çok başka şeyler vaat eder insana.



Dağlar adını bir mineral olan “dolomit”ten alıyor. Bu mineralin en büyük özelliği ise gün batımında zirveleri turuncumsu – pembemsi bir renge boyaması. Mineralse adını onu ilk defa tanımlayan bilim adamı Deodat Gratet de Dolomieu’dan almış.

South Tyrol ya da Güney Alpler olarak anılan bölge İtalya sınırlarında olmasına rağmen karışık kültürel yapıya sahip. Önceleri Avusturya – Macaristan İmparatorluğu’nun hakimiyetinde olduğundan Avusturya – Alman etkisi fazlaca görülüyor. Bazı yerlerden ilk dil olarak Almanca konuşulduğuna bile denk geliyorsunuz. Birçok yerin ismi hem İtalyanca hem de Almanca… O yüzden bölgeyi incelerken ya da gezerken bu iki farklı isim yapısı kafa karıştırıyor. Bu ayrımı anlayana kadar ne neresidir benim epeyce kafam karışmıştı. O yüzden bahsettiğim yerlerin hem İtalyanca hem de Almanca isimlerini belirttim yazı içerisinde. Ben çektim siz çekmeyin 🙂 Bölgede aynı zamanda artık sayıları azalan Ladin halkının varlığını da görüyorsunuz. Ladin kültürü yasalarca koruma altına alınmış. Kendi dilleri, kendi okulları hatta radyoları bile var.

Yazı ayrı kışı ayrı güzel




Dolomitler doğa tutkunları için yaratılmış. Her türlü kış sporları ve yaz aktiviteleri için bulunmaz bir cennet. 3000 metrelik zirvelerle çevrelenen bölgede, bu taştan duvarların baş döndürücü bir güzelliği var. Yazın çiçeklerle kaplanan çayırlar, turkuaz renkli göller ve harika orman manzaraları da bu güzelliği tamamlayan diğer şeyler. Doğa böylesine etkileyici ve özel olunca bölge, 2009 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiş.

Beni etkileyen en önemli şeylerden biri de bu güzelliklerin el değmeden korunabilmiş olması. Dünyanın birçok yerinde doğa gezileri yapmış biri olarak ülkemizdeki güzelliklerin hoyratça harcanması açıkçası içimi acıtıyor. Buralardaki bilince ulaşabilmek en büyük dileğim… Yürüyüşe başladığımdan beri yıllardır hayallerimi süsleyen bu bölgeyi 2019 haziranında görme şansım oldu. Ve gördüm ki, hayallerimdekinden bile güzelmiş Dolomitler.



Dolomitler çok büyük bir alanı kaplasa da iyi bir ön hazırlıkla kendi başınıza rahatlıkla gezebileceğiniz bir yer. İşaretlenmiş yolların çoğunu yürümek için bir rehbere de ihtiyacınız yok. En kötüsü önünüzdeki kalabalıkları takip etmeniz yetiyor aslında… Yürüyüşler sırasında rifugio denilen dağ kulübelerinde kalma imkânı var. Bir çeşit pansiyon da diyebileceğimiz bu dağ kulübelerinin haritasını internet üzerinden bulabiliyorsunuz.

GENEL BİLGİLER




Dolomitler neresi?

İtalya’nın kuzeydoğusunda, Avusturya sınırına kadar uzanan bölge Dolomitler olarak geçiyor. Aynı zamanda Alplerin güney uzantısı. Batıda Adige Nehri, doğuda Piave Vadisi var. Güney ve kuzeyinde Puster Vadisi ve Sugana Vadisi uzanıyor.

Dolomitler’e ismini veren sıradağlar İtalya’nın Veneto, South Tyrol, Belluno ve Trentino bölgelerine yayılmış. Her bir bölgenin kendi içlerinde öne çıkan yerleri var.

Dolomitler’de kaç gün kalmalı?



Bu konu çok kritik. Ne kadar kalsanız o kadar çok gezecek yer var. Öncelikle görmek istediğiniz yerleri ve neler yapmak istediğinizi belirleyin, sonra da gün sayısını karar verin. Tek bir noktayı göreceğim derseniz 2 gece size yetebilir ama bunca yol gelmişken en azından 5 – 6 gece kalacak şekilde planlamaya çalışın. Haritada her ne kadar mesafeler kısa gibi gözükse de dağların arkasına dolanmak oldukça vakit alabiliyor. Bence 7 – 8 günlük bir program ideal olacaktır.

Tabi, bir de bölgeyi nasıl gezeceğiniz de önemli. Ben araçsız gezdiğimden uzun bir programın devamında Dolomitler’e mümkün oldukça çok gün ayırmaya çalıştım. Kaldığım 7 gün boyunca görmeyi istediğim birçok noktayı da görmeyi başarabildim.

Ben hem fotoğraf çekmek hem de yürüyüş yapmak istiyordum. Sadece birkaç rota da yürümeyi başarabildim, diğerlerini ise sonraki seferlere bıraktım.



Dolomitler’e ne zaman gidilir?

Dolomitler’e gitmenin bence özel bir zamanı yok. Çünkü bölgede hem kış hem de yaz aylarında yapacak çok şey var. Bu bölge özellikle kış sporları ve kayak merkezleriyle ünlü. Oldukça organize olan bölgeler birbirine çok iyi ağla bağlanmış. Her tecrübeye her zevke uygun pist bulabiliyorsunuz. Eğer kayak seviyorsanız, karlı manzaralara bayılıyorsanız, spa sevenlerdenseniz kışın gidin. Aralık ayından mart başına kadar en iyi zaman…



Eğer yürüyüş seviyorsanız, yemyeşil çayırlar arasında açan çiçekleri izlemek istiyorsanız, dağ bisikleti en büyük zevkiniz ise yazın gidin. Mayıs – ekim arası bunun için en iyi zamanlar. Temmuz – ağustos arası sıcaklık açısından daha iyi ama kalabalıkların da arttığı zamanlar. Bu yüzden hem yüksek fiyatlardan kurtulmak hem de kalabalıklardan kaçınmak için ilk bahar ya da sonbahar aylarını tercih edebilirsiniz. Haziran ve eylül bunun için en iyi aylar.

Yaz sezonu için rifugio’ların birçoğu haziran sonu açılıyor. O yüzden gitmeden rotanız üzerindeki mekanların açık olup olmadıklarını mutlaka kontrol edin. Bir de yaz bile olsa yanınıza mutlaka sizi sıcak tutacak, yağmurdan koruyacak bir şeyler alın.

DOLOMİTLER GEZİLECEK YERLER


Bolzano / Bozen

Dolomitler birçok milli parkı içinde barındıran farklı bölgelerden oluşuyor ve bunlar arasında en büyük alanı kaplayan South Tyrol (yani Südtirol). Bu bölgenin de başkenti Bolzano. Hareketli bir şehir olan Bolzano, şehir olarak sunduklarının yanı sıra doğasıyla da ön plana çıkıyor. Alman kültürünün ağırlıkta olduğu şehirde Akdeniz’in sıcak iklimi hüküm sürüyor. Dünyaca ünlü 5300 yaşındaki ünlü Ötzi de şehrin arkeoloji müzesinde görülecek şeylerin başında geliyor.

Val Gardena ve Ortisei / St. Ulrich

Val Gardena Dolomitler’de görebileceğiniz pek çok harika yeri içinde barındırıyor. Muhteşem manzaralar eşliğinde yürüyüş, tırmanış, dağcılık, dağ bisikleti, kayak, snowboard gibi birçok sporu bir arada yapabileceğiniz bir yer. Bölge aynı zamanda ahşap oymacılığı ile ünlü…



Ortisei / St. Ulrich ise Val Gardena’nın en önemli yerleşim yeri. Teleferik ve telesiyejlerle zirvelere bağlanan Ortisei’den birçok ünlü noktaya geçebiliyorsunuz. Mesela Seceda’ya ya da Alpe di Siusi’ye gidecekseniz burayı mutlaka rotanıza almanız lazım. Şehrin ortasından başlayan yürüyüş rotaları ile de bu noktalara gitmek mümkün. Kasaba aynı zamanda Ladin kültürünü görebileceğiniz en önemli yerlerden…

Dolomitler’in en yüksek köyü Selva Val Gardena, huzur dolu Santa Cristina burada görebileceğiniz dağ köyleri.

Cortina D’ampezzo



Belluno Bölgesi’nin en önemli şehirlerinden biri olan Cortina D’ampezzo’ya herkes “Dolomitlerin Kraliçesi” diyor. Birçok film sahnesine setlik yapmış bu şık dağ kasabası, kayak pistleri kadar yürüyüş yollarıyla da ünlü… Lüks dükkânlar, tarihi binalar, kafeler, anıtlarla dolu güzel bir kasaba. Öyle ünlü ki, her an sokakta bir Hollywood ünlüsüne denk gelme şansınız bile var. Ayrıca Dolomitler’in meşhur pembe – turuncu renklerini görebileceğiniz en güzel yerlerden. Otellerin pek çoğunda hizmet veren spalar yürüyüş sonrası yorgunluk atmak için birebir.

Tre Cime di Lavaredo ve Lago di Misurina

Dolomitler’in bana göre en güzel yeri, Tre Cime di Lavaredo. “Lavaredo’nun üç zirvesi ya da bacası” diye çevirmek mümkün. Dağ tutkunlarının vazgeçilmez adresi olan bölge, en yükseği 2999 metre olan üç zirveden oluşuyor. Zirveler ihtişamlı, etrafınızı saran manzara ise nefes kesici… Bölgeye araçla ya da Cortina’dan otobüsle ulaşabiliyorsunuz.



Zirvelerin etrafını saran farklı uzunluklarda birçok yürüyüş rotası oluşturulmuş. Performansınıza göre birini seçip manzaranın keyfini her açıdan çıkartma imkânınız var. Auronzo Rifugio’nun önünden başlayan yürüyüş rotaları sizi sırasıyla Lavaredo ve Locatelli’ye kadar götürüyor. Zirveleri farklı açılardan gören bu rifugio’ların her birinin manzarası ayrı güzel. Dilerseniz buralarda yeme – içme molası verebilir dilerseniz de geceyi geçirebilirsiniz.

“Tek bir yer görebilirim, nereye gideyim” diye sorarsanız size, “sadece buraya gidin” diyecek kadar ısrarcıyım.

Lake Misurina tek başına çok etkileyici değil ama etrafını saran manzaralar ve göle düşen muhteşem yansımalarıyla görülmeye değer yerlerden. Tre Cime’den dönüş yolunda güzel bir dinlenme ve fotoğraf molası verebilirsiniz burada. Ben, Tre Cime’deki yürüyüş parkurunun bitiminde ana yoldan göle kadar yürümüştüm dilerseniz otobüs ile gidebilirsiniz. Yolunuzun üzerindeki Lago d’Antorno‘ya da uğramadan geçmeyin.



San Candido / Innichen

Dolomitler’in tarihi köylerinden biri olan San Candido, bölgenin enerjisini yansıtan yerlerden. Sokakları kışın kayakçılar yazın da yürüyüş sever ve bisikletçilerle dolu oluyor. Köyde Prato alla Drava Kilisesi, Dolomitler’in tarihini öğrenebileceğiniz ve dinozorlar hakkında bilgi alabileceğiniz DoloMythos Müzesi de burada ziyaret edilebilir. Kasabada alışveriş ve keyif yapmak için birçok mağaza, kafe ve bar bulunuyor.

Lago di Braies / Pragser Wildsee



Instagram sayesinde adını duyuran Lago di Braies, buraların en güzel gölü desem abartmış olmam. Bu kadar ünü hak edecek kadar güzel açıkçası. Dağlar ve ormanla çevrili küçük göl, kayıkları, kayıkçı kulübesi, göle inen merdivenleri ve göz kamaştıran yeşil – turkuaz rengiyle gerçekten görülmeye değer. 1500 metre yükseklikte gölün etrafını dolaşan 1,5 kilometrelik patika sayesinde gölü farklı açılardan görebilir, farklı noktalarda molalar vererek gölün keyfini dilerseniz gün boyunca çıkarabilirsiniz. Gölün hemen yanında güzel bir otel ve arka tarafta da birkaç kafe var. Gölde yüzmek serbest… Giriş ücretsiz.

Lago di Dobbiaco / Toblacher See

Güzel dağların eteklerinde çam ormanları arasındaki Dobbiaco ve çevresi sizi yine güzelliğiyle etkileyecek yerlerden. Gölün etrafını dolaşan 2,5 kilometrelik bir patika var. Tur sırasında bölgenin bitki ve hayvan çeşitliliğine şahit olabiliyorsunuz. Gölde yüzen ördekler ve kuğular da zaman zaman size eşlik ediyor. Göle yansıyan muhteşem manzaraları izlemek için birçok dinlenme noktası düşünülmüş.

Kışınsa donan göl üzerinde paten yapma şansı oluyormuş. Göl civarında konaklama imkânı var.

Ancak Braies ya da Dobbiaco buradaki muhteşem göllerden sadece ikisi. Lago d’Antorno (Misurina’nın hemen üzerinde), Lago di Landro (Dürrensee), Lake Cadore, Lake Carezza, Lake Sorapis gölleri bölgenin en güzel gölleri arasında yer alıyor. Bunları da listenize alabilirsiniz.

Val di Funes / Villnöss

Bolzano’ya 30 kilometre uzaklıktaki Val di Funes (ya da Almanca Villnöss), South Tyrol’ün en güzel yerlerinden. Arkada zirvelerle yeşil vadilerin oluşturduğu müthiş manzaralardan gözlerinizi alamıyorsunuz. O yüzden belki de “Alplerin incisi” deniyor kendisine…



St. Magdalena / Santa Maddalena bölgeyi gezmek merkez olarak kullanabilirsiniz. Bölgenin ahşap mimarisi buraya da hâkim. Balkonlardan sarkan çiçekleriyle evlerin hepsi birbirinden güzel görünüyor. St. Magdalena seyir noktasından mutlaka bir akşam gün batımını izleyin ve o inanılmaz renklere şahit olun.

Vadideki St. John Kilisesi buranın en vaz geçilmez uğrak noktalarından. Alplerin gölgesindeki bu küçük kilise özel bir mülkün içerisinde yer alıyor. Ayrılacağım son güne kadar girişi ücretsiz olan kiliseye, silinen fotoğraflarım yüzünden son kez uğramak istediğimde girişine artık turnikeler konmuş ve ücret ödemek zorunda kalmıştım. Sadece 2 Euro…

Zanser Alm ve St. Valentin Şapeli burada ziyaret edebileceğiniz diğer güzel yerler.

Geisler Alm / Villnösser Geisler



Val di Funes başlığı altında harcamayacağım kadar güzel bir yer olan Geisler Alm, bölgede görmeyi en çok istediğim yerlerden biriydi. 1996 metrede, Odle Dağları’nın gölgesinde yeşillikler ve çiçeklerle kaplı küçük bir cennet burası. Bizim yaylara benzer yapısı var. Sadece yürüyüş ile gidilen yaylada tek bir rifugio ve 5 – 6 konut bulunuyor. Rifugio’ya ait bahçede, keçiler, çocuk oyun alanları, güneşlenme ve piknik için alanlar mevcut. Etraf yürüyüş için harika patikalarla dolu. Yaylaya çıkış güzel manzaralar eşliğinde 2 saat kadar sürüyor.

Alpe di Siusi / Seiser Alm / Urtijëi

Sosyal medyada en az bir fotoğrafını mutlaka gördüğünüz Alpe di Siusi, buraların en bilindik manzaralarından… Yeşilliklerin arasındaki şirin evler, yüksek zirveler bu kusursuz güzelliğin bir parçası.



Castelrotto / Kastelruth, Völs am Schlern / Fiè allo Sciliar, Tires am Rosengarten / Tires al Catinaccio Alpe di Siusi’yi oluşturan üç güzel köy.

Ben Alpe di Siusi’ye otobüs ile gitmeyi planlarken Ortisei’de dolanırken üzerinde adı yazılı bir teleferik istasyonu gördüğümde işim çok kolaylaştı. Zaten sayılı saatlerim olduğundan en az iki saatlik zaman tasarrufu yaptım. Aldığım günlük kart (PASS) ile önce teleferikle zirveye çıkıp oradan da telesiyejle vadiye indin. Vadi içerisinde birçok patika var, bunlardan hangisini seçerseniz seçin sizi güzel bir yerlere çıkartacağından emin olabilirsiniz.



Stella Group

Platonun üzerinde asılıymış gibi duran bir dağ zinciri Stella Group bölgenin muhteşem coğrafyasını yansıtan yerlerden biri. Dağlara yürüyerek ya da teleferikle çıkabilirsiniz. Ladin bölgesinde olduğundan Ladinia olarak da anılıyor.

Başka neler var?


Dolomitler içerisinde koruma altında olan 7 milli park var. Garda Gölü’nden itibaren uzanan Trentino toprakları ise Adamello Brenta Ulusal Parkı’na ev sahipliği yapıyor. Şatoları, elma bahçeleriyle ünlü Val di Sole, Val di Non, Val di Fassa, Trento ve Madonna di Campiglio bu rota üzerinde görebileceğiniz güzel kasabalardan sadece birkaçı.



En güzel manzaralar için önerim Bolzano – Cortina arasındaki Büyük Dolomit Yolu’nu (Great Dolomite Road) geçmeniz. 19. yüzyılda hayata geçirilen 110 kilometrelik yol sayesinde Dolomitler’in en güzel manzaralarını görme şansı buluyorsunuz. Yol boyunca Falzarego, Pordoi ve Karerpass’dan geçerken belki de Avrupa’nın en güzel manzaralarını izliyorsunuz.

Dolomitler’de konaklama

Dolomitler İtalya’nın yaz – kış en turistik bölgelerinden biri olduğundan çok farklı konaklama seçenekleri bulabiliyorsunuz. Tek başıma seyahat ederken genellikle hostelleri tercih etsem de Dolomitler’de böyle bir seçenek bulamadım. Birçok seçeneğe rağmen fiyatlar bölgede oldukça yüksek. Çok önceden plan yaparak fiyatları biraz daha indirme şansı bulduysam da genel olarak tek başına gezerken kaldığım en yüksek fiyatlı oteller buradaydı.

Hotel Princibe

Cortina merkeze ve otobüs terminaline 5 – 6 dakika yürüyüş mesafesinde olan otel, kasabanın sessiz köşelerinden birinde. Bu otel bahçesi, balkonlu odaları, temizliği ve ev sahibinin ilgisiyle Dolomitler’de yaptığım en güzel seçimlerden biri oldu. Bahçesinde ücretsiz park yeri ve kayakçılar için de depo alanı var. Tofana kayak alanı için liftlere de 400 metre uzaklıkta. Kahvaltısı ise çok güzeldi.

Tek kişilik oda fiyatları 60 Euro civarında.

Gasthof Huber

Bir aile işletmesi olan Gathof Huber, Braies Gölü’ne 5 kilometre uzaklıktaki Ferrara kasabasında. Dolomitler’in meşhur manzaraları burada da var. Bölgenin geleneksel mimarisiyle yapılmış binanın birçok odası balkonlu ve manzaralı. Benim tarihlerimde single oda olarak şansıma bir tek çatı katında bir oda kalmıştı. Oda geniş ve rahat olmasına karşılık gökyüzüne bakan küçük bir penceresi olduğundan ben manzarayı seyredemedim maalesef.

Restoran olarak da hizmet veren otelin yemekleri çok lezzetliydi. Ben yapamadım ama yorumlarda kahvaltısı için de çok lezzetli diyorlar. Çalışanlar güler yüzleriyle bana ulaşım konusunda oldukça yardımcı oldular. Çift kişilik oda fiyatları yaklaşık 100 Euro civarında.



Dolomitler’e nasıl gidilir?




Dolomitler’de dolaşmak için en uygun başlangıç noktası Bolzano… Buraya ulaşmak için Venedik ve Verona en yakın havalimanları… Buralardan Bolzano’ya ulaşmak araçla yaklaşık 1,5 saat kadar sürüyor. Bologna veya Milano’dan da yaklaşık 3 – 4 saatlik araç veya tren yolculuğuyla Bolzano’ya rahatça ulaşabiliyorsunuz. Münih’ten de bölgeye 3,5 saatte ulaşmak mümkün.

Araç kullanmadığım için benim gitmeden önce en büyük endişem, bölgeye ulaştıktan sonra noktalar arasında nasıl dolaşacağımdı. Dolomitler hakkında çok fazla kaynak olmasına rağmen herkes araçla bölgeyi gezmişti, benim gibi seyahat edeni çok fazla bulamamıştım. Neyse ki, korktuğum gibi olmadı. Bölgede çoğu yerde tren ve otobüs sistemi oldukça iyi kurulmuş. Her gittiğim noktada önce Turizm Ofisi’nden (Tourist Information) ulaşım bilgilerini kontrol ettim ve biletlerimi aldıktan sonra diğer yapacaklarıma devam ettim. Gezerken kullandığım iki uygulama DOLOMITI BUS ve SÜDTIROLMOBIL çok işime yaramıştı. Özellikle Südtirolmobil saatler ve bağlantılar konusunda oldukça detaylı bilgi veriyor.



Her ne kadar toplu taşıma sistemi iyi olsa da eğer araç kullanıyorsanız ya da yanınızda kullanan biri varsa benim tavsiyem bölgeyi araç ile gezmeniz. İtalya genelinde uçtuğunuz herhangi bir noktadan araç kiralama sıkıntısı yaşamazsınız. Bu sayede hem birçok noktayı otobüs saatlerine bağlı kalmadan detaylıca dolaşma şansı hem de istediğiniz yerlerde durabilme fırsatı bulursunuz.

Bense Dolomitler’e bir ay süren Oslo’dan başlayan Kuzeyden Güneye Avrupa Turu’mun sonunda uğradım. Gezmeye Cortina D’ampezzo’dan başlayacağımdan Budapeşte’den otobüsle önce Venedik’e geldim. Buradan havalimanına geçip oradan kalkan Cortina Express otobüsüyle Cortina D’ampezzo’ya ulaştım

Türkiye’den geliyorsanız sanırım en kolay yol Venedik üzerinden gelmek. Ancak çoğu zaman Venedik uçağı birçok şehre göre daha pahalı oluyor. O yüzden Bologna’dan tren aktarması yaparak yine Venedik veya Bolzano bağlantısı yapabilirsiniz. Ancak buna değer mi gideceğiniz döneme göre fiyatları karşılaştırma yapmayı unutmayın.

Bu arada Val Gardena ya da St. Magdalena’daki birçok otel konuklarına kalacakları gün kadar geçerli ücretsiz ulaşım kartı veriyorlar. Bölgede gün içerisinde yapacağınız bütün aktarmalarda kullanabiliyorsunuz. St. Magdalena’da kaldığım dönemde otel sahibi benim için de bir tane verdi. Brixen / Bresannone – Ortisei gidiş gelişlerini bununla gerçekleştirdim.

Fiyatlar


Aşırı turistik bir yer olduğundan maalesef bazı şeyler oldukça pahalı. Mesela konaklama, teleferik ücretleri, tren biletleri… Ama diğer şeyler (mesela yeme içme fiyatları) İtalya geneliyle aynı oranlarda. Özellikle kışın gidiyorsanız konaklama için daha yüksek fiyatlar ödemeyi göze almalısınız.



Bir diğer kalem de eğer kullanacaksanız teleferik ve telesiyej ücretleri. Fiyatlar kışın yetişkinler için günlük 60 – 70 Euro civarında. Kayak yapanlar genelde kalacakları gün sayısı kadar aldıklarından daha uygun fiyatlar yakalayabiliyorlar. Benim de Ortisei’den Seceda’ya çıkmak için teleferik kullanmam gerekiyordu. Çok saatim olmadığından Seceda’ya teleferik ile gitmeyi dönüşte yürümeyi tercih ettim. Ortisei’den Alpe di Siusi’ye teleferik olduğunu görünce tek bir çıkış yerine günlük bilet alınca gün içerisinde sayısız binme şansım oldu. Bu bilet için 57 Euro ödedim.

GEREKLİ BİLGİLER

Dil

İtalyanca resmi dil ancak Avusturya ile ortak geçmiş nedeniyle birçok yerde birinci dil olarak Almanca kullanılıyor. Ladin dili de bu bölgenin resmi dillerinden biri olarak kabul ediliyor.

Turistik bir bölge olduğundan İngilizce çok yaygın.

Para birimi

Euro

Zaman

+1 saat – Kış aylarında yaz uygulamasının kaldırılmaması nedeniyle +2 saat oluyor.

Vize

Schengen vizesi gerekiyor. İtalya genel olarak vize alması kolay ülkelerden biri.

ALINTI
________________

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]