Bir yangın, bir afet.
Sonra gitti.
Bir bıçak yarasından da daha acıydı sözleri.. Bir insanda hiç mi merhamet olmaz? dedim kendi kendime.
Ve o kadar aptaldım ki; Acaba yalandan, sinirden mi söyledi onca musibet dolu sözleri..
Soğukluğu dokundu yüzüme.
Öylesine soğuktu ki, iliklerime kadar hissetmiştim acısını. İzleri üzerimden silinmemişti oysa ki..
Sonra bitti.
Belki de unutmuştu? Hiçbirşey olmamış gibi devam ediyordu hayatına belki de..
Ben hiç öyle davranamadım. Çabalasam da, hep bir yerde aklımın ortasına düştü.
İnsan kendine bu kadar saygısız olabilir mi? Ne diye benliğini bir kenara atarsın ki..
Ve sonra anladım ki; insan ne kadar unutmaya çalışırsa çalışsın, geçmişini unutamaz, silip atamaz.
Gidenler hep bir parça götürür bizden, geride ise sadece izi kalır.
Belki küçük, belki büyük ama bir iz..
Ne diyordu?; "Aşk gönül yanılması değildir. Tersine, aşk gönlün yanmasıdır. Sen ne yaparsan yap, eğer bu ateş içine düştüyse onu söndüremezsin böyle sudan sebeplerle."
Ne kadar uğraşsam da boşa.. Söndüremediğim bir yangındı bu, bir afet..
Anılar, acılar, tüm herşey uçar gider belki de..
Fakat; Herkesin dolabında bir ceset vardı değil mi?
Evet.. benim dolabımda da bir ceset var..
Herşey ve herkes gitse de asla üstümden lekesi çıkmayan bir günah, bir suç, bir cinayet..
-Matizz
________________
Ve her insan, zamanın dünya üzerinde bıraktığı birer yara izidir.
|