22 Mart 2024, 10:03
|
#1
|
|
İyi izlenim bırakmanın yolları
Özellikle de kararlı ve güvenilir görünmek ilk izlenim için oldukça önemli kabul ediliyor. İş görüşmelerinde, sosyal ortamlarda kendine güvenli görünmek, ortaya sürdüğü görüşlerden emin bir görüntü ortaya koymak ilk izlenim için olduğu kadar sosyal yaşamda da öne çıkmayı sağlıyor.
Kararlı ve güvenilir görünmek için nasıl bir selamlaşma gerektiğini merak eden bilim insanları, “Merhaba” derken kullanılan ses tonunun ilk izlenimin iyi olması için belirleyici olup olmadığını ele aldı. Cevaplar, "İlk izlenimin etkisi nedir?" sorusuna da cevap niteliğini taşıyor.
Araştırmacılar, insanların birbirinin selamlaşmasını nasıl bir zihinsel filtreden geçtiğini bulmak için özel bir yöntem geliştirdi. Kararlı veya güvenilir görünmek için nasıl bir tonlama gerektiğini bulan çalışmanın benzerleri aslında felç geçirmiş kişiler için yapılan araştırmalarda zaten kullanılıyor. Dilin nasıl algılandığını incelemek için araştırma esnasında kullanılan yöntem, insanların ilk “Merhaba!” deyişini duyduğumuzda ses tonuna göre zihnimizde nasıl bir algı oluştuğuna yönelik önemli bulgular elde etti.
“Merhaba” derken ses tonunuza önem verin
Fransa’da ses, teknoloji, müzik ve nörobilim alanında çalışan çeşitli enstitüler ile Sorbonne Üniversitesi’nin ortak yaptığı bir çalışmaya göre, basit bir “Merhaba” bile karşımızdaki kişi hakkındaki algımız üzerinde oldukça etkili. "İlk izlenim neden önemlidir?" diye merak ediyorsanız, bu detay ilginizi özellikle çekebilir; Zihnimiz, ilk kez tanıştığımız insanları dost mu yoksa düşman olarak mı algılayacağını tek bir “Merhaba” kelimesindeki ses tonu ve vurgulama aracılığıyla belirliyor. Özgüveni artırmanın ise birçok yolu bulunuyor.
Telefonlardaki mesajlaşma uygulamaları veya e-mail üzerinden yazışırken konuşmaya ait duyguları anlatmak için emojiler kullanılıyor. Resmi olmayan yazılı diyaloglarda, vermek istediğimiz duygu veya düşünceleri aktarmak için yüzlerce emojiden birini veya birkaçını kullanıyoruz. Emojilerin nasıl bir kombinasyonda kullanıldığı, metnin başında veya sonunda yer alması bile anlam değişikliği yaratabiliyor. Ne var ki yüz yüze iletişimin yerini hiçbir şey tutamıyor. Bunun sebebi, tek bir selamlaşma sözcüğünde bile göz temasının olup olmamasının, ses tonunun ve beden dilinin çok şey değiştirmesi… Anlam zenginliği yaratmak, duyguyu ifade etmek için ses tonu ve vurgulama oldukça önemli hale geliyor. Tonlamanın önemini tiyatrodan tıbba, eğitimden yayıncılığa birçok alanda biliniyor. Psikoloji bilimi de ses tonu ile vurgulama şeklinin algılarımız üzerindeki etkisi ile ilgileniyor. Konuşmayı duyarken geliştirdiğimiz sosyal ve dilbilimsel yargılar, kullandığımız tonlamaya bağlı oluyor.
Tıpkı bir elmanın neye benzediğine dair bir algının zihnimizde mevcut olması gibi, seslerinin akustik özelliklerine göre de insanların karakter özellikleri hakkında zihinsel temsiller oluşturuyoruz. Fransa’daki araştırmacılar ilk kez, bu zihinsel temsilleri görsel olarak modellemeyi ve farklı bireyler hakkındaki temsilleri birbiriyle karşılaştırmayı başardıklarını açıkladı. Karşılaştırmayı yapmak için geliştirilen yazılım sayesinde, insanların başka kişileri ses tonlarına göre yargılarken kullandıkları kod bir çeşit görselleştirme ile incelendi. Konuşan kişinin veya konuşmacının cinsiyeti ne olursa olsun, zihinsel kodların geçerli olduğu belirlendi. Kısacası etkili bir ses tonuyla söylenen “Merhaba!”, karşımızdaki kişiye güven vermemizin ilk ve en önemli adımı olarak tespit edildi.
Gülümsemeyi unutmayın!
Ses tonu ilk karşılaşmadaki selamlaşma için oldukça önemli olurken, gülümsemenin ilk izlenim bırakırken ne kadar önemli olduğu da herkesçe biliniyor. Koronavirüs döneminde takılan maskeler dolayısıyla yüzdeki gülümsemeler belli olmasa da araştırmalar gülümsemenin sadece yüz bölgesini ilgilendiren bir eylem olmadığını ortaya koydu.
Güney Avustralya Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, gülümseme esnasında yüzümüzde oluşan kas aktivitesi sadece yüz ifadesini belirlemek üzerinde etkili olmakla kalmıyor, vücut ifadesini de değiştiriyor. Hepsinden önemlisi, hem yüzdeki hem de bedendeki olumlu ifade biçimi, zihinde de olumlu duyguların gelişmesini sağlıyor. Kişinin yaşadığı olumlu duyguların, dışta özgüven olarak ifade bulması ise sürpriz değil. Araştırmanın özellikle de maske takmak zorunda kalmanın sosyal ilişkilere etkisiyle ilgili kısmı ise umut verici; Yüz kaslarını belli belirsiz, hatta yapay bir gülümseme için oynatmak bile beyinde olumlu duygular yaratmaya yetiyor. Bu duygular vücut diline de yansıyor ve maske dolayısıyla gülümseme görünmese bile olumlu tavır vücut ifadesine yansıyor. Siz en iyisi gülümsemekten vazgeçmeyin. Maske takıyor olsanız bile güvenilir, kararlı ve olumlu bir izlenim bırakmanız mümkün!
Kaynak: [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...][
|
|
|