Tekil Mesaj gösterimi
Alt 23 Haziran 2021, 22:37   #1
ESinti
Emektar
ESinti - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart Osmanlı İmparatorluğu Kısa Tarihi

Osmanlı İmparatorluğu Kısa Tarihi



1. Osmanlı’nın Kuruluş Dönemi
Osmanlılar, Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılması üzerine 1299’da kurulan Türk beyliklerinden biriydi. Kurucusu Osman Gazi olarak da bilinen Osman Bey‘di. Anadolu coğrafyasında güçlü rakipleri olan bu küçük beylik, doğru hamleleri yaparak güçlenmeyi ve genişlemeyi başardı.

Osmanlı’nın en büyük avantajı, Batı’ya doğru genişleyebilecek bir konumda olması ve Bizans İmparatorluğu’nun içinde o dönemde bir birlik olmamasıydı. Osmanlı, henüz bir beylik düzeyinde iken, stratejik hamleler ile bu fırsatları çok iyi değerlendirdi.

Osmanlı’nın kurucu padişahlarından Orhan Bey, Osmanlı’nın Avrupa’ya yayılmasının ilk adımını attı. Sultan Orhan, bir Bizans prensesi ile evlendi ve Gelibolu’daki önemli bir kaleyi (Çimpe Kalesi) çeyiz olarak aldı. Osmanlı Beyliği’nin, Rumeli’deki ilk toprağı olan bu kale; bir başlangıç noktası oldu ve Osmanlılar, Balkanlar’da hızla yayıldılar.

2. Yeniçeri Ordusu’nun Kurulması
Savaşçı bir kavim olan Osmanlılar, 3. Padişah olan I. Murad’tan itibaren “Devşirme” adı verilen bir sistem kurdular. Bu sistem Balkanlar’daki köylerden toplanan sağlıklı ve güçlü çocukların, Yeniçeri asker ocaklarında askeri ve dini eğitim alması ve seçkin bir Osmanlı askeri olarak yetiştirilmesiydi.

Osmanlı ordu sistemi, bu seçilmiş Hristiyan çocuklardan, yenilgi yüzü görmeyen bir savaş makinesi oluşturmayı başardı. Osmanlı Devleti’nin kara ordusu, 14. yüzyıldan, 17. yüzyıla kadar savaş meydanlarında fırtına gibi esti.

Kurucu padişahlardan olan I. Murad, Osmanlı Devleti’nin kuruluş dönemindeki en önemli girişimleri yapmıştı. Yeniçeri Ocağı’nı kurduğu gibi, Osmanlı’nın ilk topçu birlikleri de onun döneminde oluşturuldu. Edirne’yi fethederek Osmanlı’nın yüzünü Avrupa’ya çevirdi ve gelecekteki fetihleri mümkün kıldı.

3. Yükselme Dönemi
Osmanlı Devleti’nin yükselme döneminin en önemli padişahları Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman’dı.

Osmanlı Devleti’nin Başkentleri

Osmanlı Devleti, kurulduğu 1299 yılından, 1453 yılına kadar geçen yaklaşık 150 yıllık sürede Balkanların mutlak hakimi oldu. Bu zaman zarfı içinde önce Bursa, sonra Edirne ve nihayet İstanbul‘u fethederek başkent olarak kullandı.
Bursa (Prussa), Edirne (Adrianopolis) ve İstanbul (Konstantinopolis), Anadolu coğrafyasının en önemli kavşak noktalarında bulunuyordu. Bu bölgede hakimiyet kuran Osmanlılar, Asya’dan Avrupa’ya geçişin anahtarını da ellerine almış oldular.

4. İstanbul’un Fethi
Türkler, Bizans İmparatorluğu’na karşı ilk zaferini Büyük Selçuklu Devleti döneminde kazanmıştı. 1071’deki Malazgirt Savaşı, Asya’dan göç eden Türklere Anadolu’nun kapılarını açmıştı. Devam eden yüzyıllar boyunca Bizans ve Türkler arasında birçok çatışma oldu.

1204’te Latin İstilası felaketini yaşayan Bizans, Haçlı orduları tarafından işgal edildi. (Bkz: IV. Haçlı Seferi) Bu felaketten sonra da belini doğrultamadı. Anadolu Selçuklu Devleti yıkıldıktan sonra yükselen Osmanlı baskısı, kaçınılmaz sonu işaret ediyordu.

İstanbul’u almak için girişim yapan ilk Osmanlı Padişahı, Yıldırım Bayezid oldu. Anadolu Hisarı’nı inşa ettiren Bayezid, Ankara Savaşı’nın patlak vermesi nedeniyle planlarını gerçekleştiremedi.

İkinci deneme II. Murad döneminde olmuştu. Ancak Konstantinopolis’in düşmesini istemeyen İtalyan ticaret kolonileri, Venedikliler ve Cenevizliler, Bizans’a yardım etti. Babasının kuşatmayı kaldırma nedenlerini iyi gözlemleyen Sultan II. Mehmed (Fatih), baştan işi sıkıya aldı.

Karadeniz’den gelecek İtalyan gemilerinin önünü kesmek için Rumeli Hisarı’nı inşa ettiren Fatih Sultan Mehmet, ibret olsun diye bir Venedik gemisini batırdı. Osmanlı’nın baskısını hisseden Bizans İmparatoru VIII. İoannis Paleologos, Floransa’da bir toplantıya katılıp Papa’dan yardım istedi.

5. Kutsal Toprakların Alınması
İstanbul’un alınmasından sonra gün geçtikçe çok uluslu İmparatorluk haline gelen Osmanlı, Yavuz Sultan Selim döneminde kutsal topraklar olan Mekke, Medine, Kudüs ve Mısır’ı ele geçirdi.

Çin’den gelen İpek yolu ve Hindistan’dan Avrupa’ya uzanan baharat yolunun üzerinde konumlanan Osmanlı İmparatorluğu sonsuz bir gelir kaynağına sahip oldu. Osmanlı tarihi boyunca en büyük maddi gelir, bu ticaret yollarından elde edildi.

6. Kanuni Sultan Süleyman Dönemi
Osmanlı’nın süregelen yükselişi, Kanuni Sultan Süleyman döneminde zirveye ulaştı. Sultan Süleyman; Osmanlı’da hukuk, eğitim, mimari ve sosyal yaşamda büyük reformlar yaptı ve önemli bir gelişme kaydetti.

Avrupa ülkeleri bu dönemde yüzlerce yıllık kilise baskısından daha yeni çıkıyordu. Avrupa’da yüzlerce yıl süren din savaşları ve veba salgınları yüzünden halk çok çile çekmişti. Rönesans ve reform süreçlerini yaşamakta olan Avrupa, henüz kendini toplayamamıştı.

Buna karşılık Osmanlı ise gücünün doruğundaydı. Bu nedenle Sultan Süleyman, özellikle Avrupa tarihinde Muhteşem Süleyman olarak anılır.
İmparatorluk, Kanuni Sultan Süleyman döneminde (1520-1566) üç kıtada en büyük sınırlarına ulaştı. Yine bu dönemde Türk denizcileri olan Barbaros Hayrettin, Piri Reis ve Turgut Reis Osmanlı’nın Akdeniz’deki hakimiyetini pekiştirdiler.

Osmanlı’nın en kabiliyetli mimarı olarak kabul edilen Mimar Sinan da yine bu yüzyılda yaşadı. Osmanlı tarihinde “Klasik Dönem” olarak bilinen mimari tarz, bu dönemde zirve yaptı. Süleymaniye Camii ve sonrasında Sultanahmet Camii gibi eserler bu mimari üslup ile inşa edildi.

7. Duraklama ve Gerileme Dönemleri
Osmanlı İmparatorluğu’nun yükseliş dönemi, 1699 yılına kadar devam etti. Ancak Karlofça Anlaşması ile Osmanlı tarihi boyunca ilk kez toprak kaybetmeye başladı.
Avrupa’da Rönesans ve Reform gibi sosyal ve kültürel atılımlar ve teknolojik gelişmeler, maalesef Osmanlı’da karşılık bulmamış ve imparatorluk sanatsal, kültürel, askeri anlamda Batı’dan geri kalmaya başlamıştı.

Avrupa ülkelerinin teknolojik anlamda üstünlük sağlamaya başlaması, Osmanlı’nın topraklarını koruyabilmek için gittikçe daha çok insan feda etmesine neden oldu.

19 Yüzyıl’da “Avrupa’nın Hasta Adamı” olarak anılmaya başlanan Osmanlı; İngiltere, Fransa, Avusturya ve Rusya gibi ülkelerin güç savaşının ortasında ciddi sarsıntılar yaşadı ve büyük toprak parçaları kaybetti.

Osmanlı’nın yükselme döneminde küçük bir prenslik olan Moskova, Çar Büyük Petro (Deli Petro) zamanından itibaren yükselişe geçmiş ve güçlenmişti. Osmanlı ile Rusya arasındaki ilk savaşları Türkler kazandı. Ancak Ruslar gittikçe güçlendi ve Osmanlı’nın başına bela oldu.

Osmanlı, Rusya ve Avusturya arasındaki savaşlar büyük felaketlere yol açtı. Üç imparatorluk da insan ve kaynak kaybetti. Osmanlılar, Ruslar ile süregelen savaşları finanse etmek için ilk kez borç almak zorunda kaldılar. Bu da ekonomik çöküşe giden yolu hazırladı.

8. Modernleşme Girişimleri
Sultan III. Selim yapısal reformlar yaptı, Sultan II. Mahmut orduyu yeniden düzenledi, Sultan Abdülmecid ise siyasal, sanatsal ve mimari atılımlar yaptı. Fakat onların bu çabaları imparatorluğun çöküşe doğru ilerlemesini engellemeye yetmedi.

Sultan II. Abdülhamid Dönemi

Osmanlı’nın son yıllarında, Sultan II. Abdülhamid döneminde posta, telgraf ağı kuruldu ve Almanların da yardımı ile trenyolları ve istasyonlar inşa edildi.

İstanbul’da modern nizamda hastaneler ve okullar açıldı ve harp akademisi kuruldu. Birinci Dünya Savaşı’nda orduyu layıkıyla yöneten başarılı subaylar bu okullardan yetişti.

9. Çöküş Dönemi
Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşü, Balkan Savaşı ve hemen ardından gelen Birinci Dünya Savaşı nedeniyle oldu. Enver Paşa ve İttihat ve Terakki Partisi’nin de etkisi ile I. Dünya Savaşı’na Avusturya ve Almanya’nın yanında girmeye karar verildi. (Miğfer Kuvvetleri)

Balkan Savaşı’ndan daha yeni çıkmış olan İmparatorluk, yorgundu ve birçok cephede mücadele vermek zorunda kaldı. Yetişmiş insan gücünü Dünya Savaşı cephelerinde kurban verdi. Yine de bu olumsuz şartlar içerisinde İstanbul’un işgalini planlayan müttefiklerin büyük çaplı bir girişimi Çanakkale’de durduruldu.

10. Kurtuluş Savaşı
Gelibolu’da yaşanan çetin savaşlar sırasında bir Osmanlı kurmay subayının yıldızı parladı. Gelibolu’da askeri bir deha olarak sivrilen Mustafa Kemal, I. Dünya Savaşı sonrası tamamen işgal edilen Osmanlı topraklarının kalbi olan Anadolu’da, Kurtuluş Savaşı’nı örgütledi. Destansı bir mücadele veren Türkler, işgalci kuvvetleri Anadolu’dan söküp attı.

Mustafa Kemal Atatürk, büyük reformlar yaparak Türkiye Cumhuriyeti’nin laik ve modern bir devlet olarak inşa edilmesine ön ayak oldu. Yeni Türkiye Cumhuriyeti, adeta Osmanlı İmparatorluğu’nun küllerinden doğdu.

Osmanlı’nın İstanbul’daki Mirası


Osmanlı, özellikle İstanbul şehrine büyük bir kültürel ve sanatsal miras bıraktı. Bunların en haşmetli ve güzel örnekleri Sultanahmet ile Süleymaniye Camileri ve Topkapı ile Dolmabahçe Sarayları’dır. Bu saydıklarımızın yanında sayısız Saray, Kasır, Hamam, Cami, Çeşme, Medrese, Türbe de İstanbul’un güzelliğine güzellik katmaktadır.

Alıntıdır