Yaşamı boyunca yazdığı ve sergilediği birçok oyunla Türk tiyatrosuna yön veren isimlerden usta sanatçı Ferhan Şensoy son yolculuğuna uğurlandı. Mezunu olduğu Galatasaray Lisesi'nde düzenlenen ilk törenin ardından Şensoy'un cenazesi, yıllarca sahnesinde yer aldığı tarihi Ses Tiyatrosu’na getirildi.
70 yaşında, önceki gün yaşamını yitiren Türk tiyatrosunun usta ismi Ferhan Şensoy için yıllar boyunca sahnesinde olduğu Ses Tiyatrosu’nda tören düzenlenlendi.
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Bu sabah İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi morgundan alınan Şensoy'un cenazesi öğrenim gördüğü Galatasaray Lisesi'ne getirildi. Usta sanatçı için ilk tören burada gerçekleşti. Ferhan Şensoy'un kızları Derya Şensoy ve Müjgan Ferhan Şensoy, törende gözyaşlarına boğuldu.
Törende konuşan Müjgan Ferhan Şensoy, "Babamın burada olmaktan o kadar mutlu olduğunu biliyorum ki. Hastanede hep Galatasaray’ı soruyordu. Babamı kucakladığınız için sizlere teşekkür ediyoruz" dedi.
ŞEVKET ÇORUH: SES TİYATROSU'NU BİZ YAŞATACAĞIZ
Şensoy’un cenazesi, Galatasaray Lisesi’ndeki törenin ardından Beyoğlu’ndaki tarihi Ses Tiyatrosu’na getirildi.
Buradaki törenin sunuculuğunu
Okan Bayülgen yaptı.
Ferhan Şensoy’un da bir dönem devraldığı Ortaoyuncuları Kavuğu'nun mevcut sahibi
Şevket Çoruh, anma törenindeki konuşmasında, “Yeni mezun olmuştum, Nevizade’den cesaret alıp Ferhan Şensoy’un karşısına geçtim. Bu tiyatroda oynamak istediğimi söyledim, o da kendi üslubunca beni tiyatrodan kovmuştu. Şimdi onun emanetçisiyim. Başımız sağ olsun, çok söylenecek şey var, kitaplar yazılacak hakkında, bu ses tiyatrosunu biz yaşatacağız. Hepimizin başı sağ olsun.”
Tiyatrocu ve Şensoy’un eski eşi
Derya Baykal, “Ses Tiyatrosu’na hoş geldiniz. Bu tiyatroya her zaman değer verip doldurdunuz. Bu tiyatroya enkaz halinde geldik. Bu sahnenin üzerinde örülmüş bir duvar, bir film perdesi acayip filmler oynatılıyordu. O kadar iyi dostları vardı ki arkadaşları destek oldu. Her şeyini buraya yatırdı Ferhan… Çok güzel oyunlar oynadık. Çok güzel üç çocuğum var, Mert’in de babası her şeyinde emeği var… Gerçekten çok güzel bağları vardı çocuklarla… Yaşamayı bilmek doğmayı, bilmekle ölmeyi bilmenin arası… Doğmayı bilmiyoruz, bizi doğruyorlar… Ölmeyi nereden bilelim. Birkaç kez ölünmüyor ki! İkisini de bilmezken ikisinin arasındaki yaşamayı nerden bilelim. Ustam sen ikisinin arasındaki yaşamayı bana, bize evlatlarına, ailene, dostlarına, seyircine, öğrencilerine, Türk halkına bütün bunlarla ışık oldun. Sana her şey için çok teşekkür ediyoruz. Bilgeler ölmez… Var sayalım ölmedin!” ifadelerini kullandı.
Şensoy’un kızı
Müjgan Ferhan Şensoy da, “Ne söylesem eksik kalacak. Küçükken babamın bu kadar sevilen bir insan olması bu sevgiyi paylaşmak zorlardı beni. Birkaç gündür ve şu anda burada dururken bu sevgiyi sizlerle paylaşmak yüreğimi biraz olsun hafifletiyor. Bir insanın kendini ve tüm benliğiyle gerçekleştirmesi geride kalanlara bıraktığı en büyük öğreti bence” diye konuştu.
Kızı
Derya Şensoy ise üniversitedeyken babasına yazdığı şiiri okudu.
Mert Baykal da, “Bilmiyorum ne söyleyeceğimi. Ferhan Abi diyordum ben babama. Ve bu bir noktadan sonra problem olmaya başladı, kızlar doğmak üzereydi. Bu evde bir mesele olmuş çünkü gelip konuştular benimle. Onu tanıdıkça anladım ki insanın iki babası da olabilirmiş. Ben bugün bir tanesini kaybettim. Benim bu babam Don Kişot’muş yel değirmenleriyle savaşırmış güle güle baba" dedi.
Oyuncu
Ali Poyrazoğlu, "Törende konuşan oyuncu Ali Poyrazoğlu, “Hiç yorulmadı, çok emek sarf etti ama çok eğlendi. Şimdi demin içeriye girmeye çalışırken arkadan birileri itip kalkıyor, şöyle bir dönüp baktım; Munir Özkul, Erol Günaydın, Rasim Öztekin, Adile Naşit, Bülent Erbaşar… ‘Ya ne arıyorsunuz burada siz’ dedim, Nisa Serezli oradan dedi ki ‘Ferhan’ı almaya geldik, götürüyoruz’ dedi ‘Nereye gidiyorsunuz?’ diye sordum, ‘Neşeli bir meyhaneye gidip kafaları çekeceğiz’ diye cevap verdi. Ferhan Şensoy öbür tarafta da bizleri izlemeye devam edecek, biz de ona sahip çıkarız herhalde” ifadelerini kullandı.
Oyuncu
Zeliha Berksoy konuşmasında Şensoy'un Ortaoyuncular Tiyatrosu'nu kendi emekleriyle yükselttiğini anlatarak "Tiyatro, localar, koltuklar onun için ağlıyor..." ifadelerini kullandı.
‘70 SENEDİR BU ÜLKEYİ DİN BAĞIMLISI HÜKÜMETLER YÖNETİYOR’
Tiyatrocu Cihat Tamer ise, şu ifadeleri kullandı: “İnsan doğar, yaşar ve ölür. Onu ailesi, çocukları, yakın dostları bir süre anar, sonra unutulur.
Ama bir de unutulmayanlar vardır. Duruşuyla, ilkesiyle, dünya görüşüyle, yazdıkları, çizdikleri, oynadıklarıyla ülkeye mal olmuş insanlar vardır. İşte Ferhan onlardan biridir; unutulmayanlar listesine adını yazdırdı.
70 senedir bu ülkeyi din bağımlısı hükümetler yönetiyor. Ama ona rağmen 70 senedir inadına tiyatro yapıyoruz. Ferhan da inadına tiyatro yaptı hep.”
İMAMOĞLU: FERHAN ŞENSOY’UN DEĞERLERİ, BIRAKTIĞI ESERLERİ BİZLERE EMANET
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da yaptığı konuşmada şunları kaydetti:
Türkiye’nin ve bence Türkçe’nin de en yaratıcı yazarlarından biriydi Ferhan Şensoy. Uluslararası bir sanatçıydı, dünya çağında bir sanatçıydı. Aynı zamanda güldürü geleneğimizin simgesi olan kavuğu bütün maharetiyle hepimizi düşündüren ve kendine has üslubuyla da güldüren çok değerli bir sanatçıydı. Ortaoyuncular tiyatrosu ile bu sahnede belki de tiyatro tarihimizin en değerli eserlerini ortaya koymuştur. Bu sahneden Ferhan Şensoy’u izlemiş ve onu alkışlamış olmak benim gibi biliyorum ki birçok insanın da en özel en nadide hatıralarından biridir. Üstat şimdi de o ebedi yolculuğa çıkıyor. Bu güzel sahne, bize bıraktığı bütün eserleri, anlattıkları her şey bize yadigâr kalmıştır. Ben İstanbullu olarak İBB Başkanı olarak kendisine minnettar olduğumuz belirtmek isterim. Yetiştirdiği öğrencilerin ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha hatırladık. Ses tiyatrosunun bu ülkenin kültür-sanat hafızasında ne kadar derin izler bıraktığını bir kez daha hatırladık. Aynı zamanda Ferhan Şensoy’un değerleri bıraktığı eserleri bizlere emanet, ismi de hepimize emanet. Bütün kurum ve kuruluşlar özel düşünceler üretecektir. Biz de ismini yaşatmak için özenle çalışacağımızı belirtmek isterim.
Öte yandan törene Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve AKP'li Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız da katıldı.
Şensoy'un naaşı Ses Tiyatrosu'nda düzenlenen törenden sonra Teşvikiye Camii'ne getirildi. İkindi vakti kılınan cenaze namazının ardından Ferhan Şensoy'un naaşı Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.
FERHAN ŞENSOY'UN HAYATI
Ferhan Şensoy 26 Şubat 1951'den Samsun'da doğdu. Tiyatro, sinema ve televizyon oyuncusu; roman, deneme, günlük, tiyatro, televizyon dizisi ve film senaryoları yazarı; Ortaoyuncular Tiyatro Topluluğu'nun kurucusudur.
İlk öykü ve şiirleri Yeni Ufuklar ve Soyut dergilerinde 1969 yılında yayımlanan Şensoy'un, yazdığı skeçler de Devekuşu Kabare'de 1970 yılında oynanmaya başladı. 1971 yılında Grup Oyuncuları çatısında ilk profesyonel oyunculuk deneyimini yaşayan Şensoy, 1972-1975 yılları arasında Fransa ve Kanada'da tiyatro eğitimine ve çalışmalarına Jerome Savary, Andre-Louis Perinetti gibi isimlerle devam ederken Montreal'de Ce Fou De Gogol adlı oyunuyla 1975'te En İyi Yabancı Yazar ödülünü aldı. Yine Montreal'de Theatre De Quatre - Sous'da da, yönetmenliğini yaptığı, Harem Qui Rit isimli müzikalde oynadı. Aynı yıl Türkiye'ye döndü.
Türkiye'ye dönmesinin ardından, 1976'da Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu'nda, yazarlığını da yaptığı Dur Konuşma Sus Söyleme adlı oyunda rol alan Şensoy, Türk Yazarları Tiyatrosu'nda da oyunculuk ve yönetmenlik yaptı. Aynı sene ilk televizyon skeçlerini yazmaya başlayan Şensoy, Ali Poyrazoğlu'yla beraber rol aldığı bu skeçlerin birinde, bir garson rolüyle ilk kez televizyona çıktı. Nisa Serezli-Tolga Aşkıner Tiyatrosu'nda oyunculuk yapan Şensoy, yine 1976 senesi içinde, TRT'ye ve Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nda çeşitli skeçler yazdı.
1978'de, ilk kitabı Kazancı Yokuşu'nun yayınlanmasının ardından, yönetmenliğini Temel Gürsu'nun yaptığı Kızını Dövmeyen Dizini Döver ile ilk kez bir film çalışması yapan Şensoy, aynı yıl Mete İnselel ile Anyamanya Kumpanya Tiyatrosu'nu kurdu ve kendi eseri olan, İdi Amin Avantadan Lavanta oyununda rol aldı ve yönetmenlik yaptı.
Yine 1978'de, yazdığı Bizim Sınıf adlı televizyon dizisi ikinci bölümden sonra öğretmenlerin manevi şahsiyatını tezyif ettiği gerekçesiyle TRT'de yasaklandı. Daha sonra Bizim Sınıf, Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu'nda sahnelenecekti. Oyuncu olarak katıldığı Evdekiler ve Giyim Kuşam Dünyası televizyon dizileri de yayından kaldırıldı. O sene, Anyamanya Kumpanya'dan ayrılan Şensoy, daha sonra Ayfer Feray Tiyatrosu'na geçti ve oyunculuğa burada devam etti. 1979'da, TRT'de, kendi yazdığı Sizin Dershane dizisinde oyunculuk yapan Şensoy, Ayfer Feray Tiyatrosu'nda da yine kendi yazıp yönettiği ve müziklerini yaptığı Hayrola Karyola oyununda rol aldı. Stardust Gece Kulübü'nde, yazdığı Dedikodu Şov isimli bir kabare gösterisini, Adile Naşit, Perran Kutman, Pakize Suda, Sevda Karaca ve İstanbul Gelişim Orkestrası'yla sahneleyen Şensoy, aynı kulüpte, Arda Uskan'ın yazıp, Fuat Güner'in müziklerini yaptığı Kukla ve Kuklacı Kabare gösterilerinde rol aldı.
Alıntı