21 Ocak 2024, 14:31
|
#1
|
|
Temel Karamollaoğlu Sanılan, Yakılan Madımak Oteli Önünde Görülen Kişi.
Fotoğrafta 2 Temmuz 1993 Günü Yakılan Madımak Oteli’nden Aziz Nesin İtfaiye Merdiveniyle Tahliye Edilirken Görülen Kişinin Dönemin Sivas Belediye Başkanı Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu Olduğu İddiası Doğru Değil
2 Temmuz 1993 günü Sivas’ta Madımak Oteli’nin yakılması sonucunda Pir Sultan Abdal Şenliklerine katılmak için Sivas’ta misafir edilen (33’ü şair, oyuncu ve yazar, ikisi otel görevlisi olmak üzere) 35 kişi (Behçet Sefa Aysan, Yeşim Özkan, Nurcan Şahin, Muhibe Akarsu, Muhlis Akarsu, Murat Gündüz, Handan Metin, Ahmet Özyurt, Huriye Özkan, İnci Türk, Özlem Şahin, Yasemin Sivri, Asuman Sivri, Uğur Kaynar, Sehergül Ateş, Gülender Akça, Gülsün Karababa, Mehmet Atay, Hasret Gültekin, Serkan Doğan, Muammer Çiçek, Belkıs Çakır, Asaf Koçak, Edibe Sulari, Menekşe Kaya, Koray Kaya, Serpil Çanik, Erdal Ayrancı, Asım Bezirci, Sait Metin, Carina Cuanna Thuıjs, Nesimi Çimen, Metin Altıok, Kenan Yılmaz, Ahmet Öztürk) yaşamını yitirmişti. Olayda otele saldıranlardan iki kişi de hayatını kaybetmişti.
Sivas Katliamı olarak adlandırılan elim hadisenin yıl dönümlerinde sosyal medyada sıklıkla Aziz Nesin’in yakılan Madımak’tan itfaiye merdiveniyle kurtarılırken çekilen fotoğrafta halka doğru konuşma yaparken görülen kişinin dönemin Sivas Belediye Başkanı olan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu olduğu iddiası dile getirilmekte.
Ancak sanılanın aksine fotoğrafta görülen şahıs Temel Karamollaoğlu değil, Sivas Katliamı’nın kilit ismi olarak nitelendirilen, dönemin Sivas Belediye Meclisi üyesi Cafer Erçakmak.
2 Temmuz 1993’te Sivas’ta meydana gelen Madımak Oteli’nin kundaklanıp yakılması olayının faili olarak Interpol Bülteni’yle aranmasına rağmen Cafer Erçakmak’ın yeri ancak 10 Temmuz 2011 tarihinde saklandığı Sivas’ta kalp krizi sonucu öldüğünün ihbar edilmesiyle tespit edilebilmişti.
Sivas Katliamı’nın hemen ardından yayımlanan bazı gazetelerde dönemin Refah Partili Belediye Meclis Üyesi Cafer Erçakmak’ın görüldüğü fotoğrafların kullanılması, fiziken benzerlik taşıyan Refah Partili Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu’yla karıştırılmasına yol açmıştı.
Örneğin, Meydan gazetesinin 4 Temmuz 1993 tarihli sayısının kapağında Cafer Erçakmak ile Temel Karamollaoğlu karıştırılarak “35 kişinin ölümüyle sonuçlanan katliamdan canını zor kurtaran yazar Aziz Nesin, Sivas Belediye Başkanı tarafından halka linç ettirilmek istendi” şeklinde yanlış aktarımda bulunulmuştu.
Meydan gazetesinin 4 Temmuz 1993 tarihli sayısının kapağında Cafer Erçakmak ile Temel Karamollaoğlu karıştırılmıştı.
Hemen ertesi gün, basın organları bu hatalı aktarımı düzeltmişti.
5 Temmuz 1993 tarihli Hürriyet gazetesi kapak sayfasında bu duruma şöyle değinmişti:“Başkana son derece benzeyen bu sakallı tahrikçi Aziz Nesin itfaiye merdiveninden inerken önce halkı galeyana getirmeye çalışıyor, sonra da Nesin’e saldırıyordu.”
Başkana benzeyen bu adam aranıyor
Sivas’ta cuma günü meydana gelen olaylarda halkı tahrik edenlerin arasında bazı sakallı kişiler de bulunuyordu. Göstericilerin yaktığı Madımak Oteli’nde mahsur kalan yazar Aziz Nesin dördüncü kattan itfaiye merdiveni ile indirilirken sakallı bir kişinin saldırısına uğradı. Güçlükle zaptedilen bu tahrikçiyi, RP’li Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu’na benzetenler oldu. Ancak bu kişinin Karamollaoğlu olmadığı anlaşıldı.
“RP’li Başkan
Sivas Belediye Başkanı RP’li Temel Karamollaoğlu, faciayla sonuçlanan olaylar sırasında tahrikçilik yapan sakallı kişiye şaşırtıcı derecede benziyor.”
Fotoğrafta görülen şahsın Temel Karamollaoğlu değil Cafer Erçakmak olduğu dönemin diğer gazetelerinde de aktarılmıştı.
Aziz Nesin, 32. Gün’ün Sivas Madımak Oteli’nde yaşananlara dair belgeselinde otelden kurtarıldığı anı şöyle anlatmıştı: “Ve benim orada düşündüğüm şuydu. Öyle bir biçimde öleyim ki. Korkarak ölmüş bir adam durumuna pozuna girmeyim diye düşünüyordum. O da mümkün değildi. Kıvranıyordum. Dumanlardan kıvranıyordum. Ve kendi kendime bunun mücadelesini yapıyordum. Köşeye büzüşmüş bir adam olarak ölmeyeyim.”
“Benim orada Aziz Nesin olduğumu fark etmediler. 5. katta ve karanlıkta. Beni bir komser zannetmişler. Aşağıdan da sesler geliyor. Komiseri kurtarın diye. Bu sefer zaten tanımıyorlar fizik olarak. Efendim, beni de komser zannederek, bir süre sonra bekledik. İtfaiye kamyonu şeyi arabası geldi.”
“Ondan sonra merdivenlerden inmeye başladım. Beni bu sefer merdivene koydu. O kadar gücüm kalmamış ki. Çok zor merdivenden otura otura iniyordum. Aşağıdan yukarıya da bir itfaiye eri geliyor. Tam merdivenin ortasına geldik, ben sanıyorum ki itfaiye eri beni kurtaracak. İtfaiye eri vurmaya başladı.”
“Yere düştüm. Yerde tekme yumrukluyorlar. Başımdan kan akmaya başladı. Yeri burada. Efendim, polis arabasına kadar sürüklediler beni.”
Söz konusu belgeselde Karamollaoğlu’nun şu yorumuna yer verilmişti:“28 yıldır Pir Sultan Abdal Şenlikleri Banaz Köyü’nde kutlanır. Banaz, Pir Sultan Abdal’ın Köyü. Orada kutlanır. Burada sayın vali, Ahmet Karabilgin Bey bunu şehir içine aldı. Almış daha doğrusu. Benimle çünkü hiçbir irtibatı olmadı. Bunu bir günlük şenliği de bir haftaya yaymış. Kültür Bakanlığıyla birlikte. Bir de Aziz Nesin de davet edilmiş. Benim hiçbir haberim olmadı hazırlıktan. Ve bir de heykel dikilmiş orada. O heykele bir tepki oldu. Ama esas Sivas’ta benim kanaatim, tepki o zaman Aziz Nesin’e oldu.”
Madımak’ın yakılmasının ardından Mehmet Ali Birand’ın ve Can Dündar’ın Show TV’de sunduğu programda hadise hakkında “Kesinlikle hayır. Kesinlikle bunu reddediyorum. Telin ediyorum. Otelin yakılmasının tasvip edilmesi kesinlikle mümkün değil. Bu işi hiçbir zaman kabul edemeyiz. Böyle bir olayı tasvip edemeyiz.” ifadelerini kullanan Temel Karamollaoğlu, kendisinin Cafer Erçakmak’la karıştırıldığı fotoğraf hakkında tekzip yayımladığını şöyle dile getirmişti:“[Aziz Nesin için verildiği verilen katli vacip fetvasına dair] Hayır, öyle bir fetvadan haberim yok. Ancak ben bu milletin 60 milyon insan var. Bu milletin tamamının inancını tahkir eden taciz eden onunla alay eden bir kitabın tercümesinin bu memlekete bir fayda getirmeyeceğine inanıyorum. Gördüm, bu hadise yavaş yavaş yapılıyor. Bu hadisenin içinde yakanlar şu anda bir kısmı şu anda yakalanmadığı söyleniyor. … Hayır belediye meclis üyesiyle ilgili olan konu açıklık kazanmadı. Emniyetin benden, gazetede beni karıştıran fotoğraf çıkınca o da flu basılmış bunda da bir kasıt var. Ben hemen tekzip ettim. Bir basın toplantısı yaptım. Bunu dile getirdim. Arkasından da bu arkadaşın çıkıp konuya açıklık getirmesini istedim. Çıkmadı. Bilahare emniyet müdürümüzle yaptığımız görüşmede o zamanki emniyet müdürümüzün bana söylediği şu oldu. Olayların içinde bu şahıs hiç gözükmüyor. Sadece en sonunda o fotoğrafta gözüktüğü tarzda elini kaldırıp bağırması kendisinin halka bağırması polislere bağırması orada polisler yanıyor diyor.”
Temel Karamollaoğlu ile Aziz Nesin, Mehmet Ali Birand’ın sunduğu programda canlı yayında tartışmıştı. Karamollaoğlu’nun sözlerine Nesin şu şekilde yanıt vermişti:“Efendim, şimdi burada üzülüyorum. Belediye başkanı apaçık yalan söylüyor. Bir defa fetvadan haberim yok diyor. Neredesiniz siz? Nerede yaşıyorsunuz? Bu fetvadan nasıl haberiniz yok. Uyusanız da haberiniz olurdu. İnsanlar ölüyor öldürülüyor bu yüzden. İkincisi, Belediye encümen üyesi halka seslenmiş. Bana bağırıyordu. Gebertin öldürün kâfiri diye bağırıyordu.”
Karamollaoğlu, bahse konu fotoğrafın kendisine ait olmadığını şöyle ifade etmişti:“Sivas olaylarının yaşandığı yıl Türkiye’nin en karanlık yılları. Elimde delil yok ama uzaktan planlandığı kanatini taşıyorum. O gün askerin yemin töreni var ama askerler izinliler. Bir de bu gariplik var. Bana doğrudan doğruya emniyet müdürünün gelip gençler toplanmış slogan atıyorlar dediği zaman, valiye söyleyin dedim. Benim müdahalem kalabalığı dağıttı. Merkezde toplandı, polis müdahale edemedi. Emniyet müdürü gelince yine konuştum ama bunlara engel olamadım. Bir fotoğraf çekiyorlar, altına da Temel Karamollaoğlu diye yazıyorlar. O adam ben değilim. Burada bir suçlamaya gidildi. Benimle ilgili bir dava açılmadı. Geldiler ifadelerimiz alındı. Böyle bir hadisenin benim belediye başkanlığım sırasında meydana gelmesi üzücü. Herkes şundan emin olmalı ki benim gücüm nispetinde ne istendiyse hepsinin arkasından gittim. Kasıtlı olarak iftira kampanyası başlatıldı ve tuttu.”
Sivas’taki hadiseden yıllar sonra katıldığı programda kendisine Madımak’la ilgili yöneltilen soruya verdiği yanıtta, başkasına ait fotoğrafın kendisine ait kullanıldığını şöyle söylemişti:“O zaman bütün medya bana saldırdı. İşin en üzücü tarafı sanırım Milliyet’teydi, itfaiyenin başındaki bir kişinin fotoğrafını çekti, Karamollaoğlu halkı kışkırtıyor diye yazdı.
Sizde benim hiç mi fotoğrafım yoktu da bu adamın ben olmadığımı göremediniz? Bunların hepsi kasıtlı olarak Refah Partisi’ne saldırmak için bahaneydi.
Neden esas sorumlular hesaba çekilmiyor da bir belediye başkanı çekiliyor ki, ben bir fert olarak üzerime düşenden fazlasını yapmışım.
Bu konular gündeme gelince benim o konuşmalarım da çıkınca bana telefon edip ‘Hakkını helal et’ diyen birçok insan oldu. ‘Siz kışkırttınız’ zannediyorduk dediler.”
Bazı basın organları Temel Karamollaoğlu’nun otelin önünde kalabalığa ithafen “Gazanız mübarek olsun. Şunların ruhuna El Fatiha diyelim” şeklinde konuşma yaptığını aktarmıştı.
Yazar Ali Balkız ise Madımak’a yönelen halka dönemin Sivas Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun “Müslüman kardeşlerim gazanız mübarek olsun” ve “[Pir Sultan Abdal’a ait olduğu iddia edilen] Bu heykel gidecek. Heykel kaldırılacak. Bu şenlikler iptal edilecek. Kente bu nedenle gelmiş olan insanlar kenti terk edecek” şeklinde konuşma yaptığını ileri sürmüştü.
Karamollaoğlu, yıllar sonra verdiği bir röportajda bu iddiayla ilgili şu ifadeleri kullanmıştı:“Hiç hatırlamıyorum. Bir kalabalığı nasıl teskin edersiniz? Onların gönlünü alarak… Orada, ‘Oturun sakinleşin, bir Fatiha okuyun’ dememin, demememin bir önemi yok ki. Ters bir konuşma yapsam, emniyet müdürü bana müdahale etmez mi? Sonuçta kalabalık dağıldı. O halk orada tahrik olsaydı, yürürdü. Sadece ben çıkıp önlemeye çalıştım. Hedef bendim. Eğer başka biri belediye başkanı olsaydı, olayları önlemek için gösterdiği çabadan dolayı bir de madalya takarlardı.”
Temel Karamollaoğlu, 2 Temmuz 1993 günü Sivas’ta dağıtmaya çalıştığı kalabalığa şu sözlerle hitap etmişti:“… Allah razı olsun. Bir dakika. Şimdi muhterem arkadaşlarım. Biz burada bir tepkiyi dile getirdik. Ancak bunun uzaması başka yanlışlara sebep olur. Biz Sivas’ta bundan 13-14 sene önce yaşanan hadiseleri gençler bilmezler tekrar yaşanmasını arzu etmiyoruz. Sizlerden istirhamım şu: Bu heykelin kalkması konusunda ben bizzat ricada bulunacağım Vali Bey’den. Sizlerden istirhamım yalnız. Bir dakika.
Oturun bakalım. Oturun şöyle. Bir dakika. Şimdi benim sizden istirhamım, beni bir abi olarak görüyorsanız, beni bir belediye başkanınız olarak eğer sayıyorsanız sizden bir istirhamım var. Lütfen artık bu tepki meydana geldikten sonra sükûnet içinde dağılın. Bu iş uzarsa yanlışlıklar meydana gelir.
Herkes üzülür. Bunun için sizden bunun uzamamasını istirham etmemin sebebi şu. Bazen 5 bin kişi yola bir dava için çıkar. 5 kişi bunu galeyana getirerek saptırabilir. Biz bunu daha önce yaşadık. 80 öncesinde birçok mitingde bu yaşandı. Şimdi, sizden rica ediyorum. Oturun. Oturun. Şimdi sizden rica ediyorum. Abiniz olarak rica ediyorum. Belediye başkanınız olarak rica ediyorum. Bana karşı en ufak bir sevgi duyan saygı duyan kardeşlerimden rica ediyorum. Lütfen sükûnetle buradan itibaren dağılalım. Tabi tabi ben bunların hepsini ileteceğim.
Şimdi, muhterem arkadaşlarım sizden bir ricada bulundum. Tabi bana karşı boşver diyenleri bilmem ama lütfen şu noktadan itibaren ben teşebbüste bulunacağım. Şu noktadan itibaren lütfen buradaki arkadaşların kimseyle bir çatışmanın içerisine girmesin. Polisimizle, emniyetimizle jandarmamızla bir çatışmanın içine girmeden sükûnetle dağılsınlar.
Haydi bakalım. Şimdi arkadaşlarımın dağılmasını istiyorum. Cenab-ı Hak hepinizden razı olsun. Ben gerekli temasta bulunacağım.”
Temel Karamollaoğlu, Aziz Nesin Madımak’tan itfaiye merdiveniyle kurtarılırken görüntülenen Cafer Erçakmak için şu yorumda bulunmuştu:“Erçakmak, itfaiyeye yardımcı oluyor. Kalabalık dağılmış. Halkı galeyana getirmesi kesinlikle söz konusu değil. İtfaiye merdiveninden Aziz Nesin ile onun yanında bulunan arkadaşı aşağı inince, Nesin’i tanıyıp, ‘Bu hep senden çıktı’ diyerek, ona vurmuş. Burada Cafer Erçakmak’a iki suç yüklenebilir. Biri toplantı ve gösteri yürüyüşü kanununa muhalefet, diğeri de birini darp etmek. Ona, ‘Çıkacaksın, olan biteni anlatacaksın. Sen anlatmazsan bu senin aleyhinde kullanılır’ dedim. 17 yıldır hiçbir irtibatımız olmadı. Cafer Erçakmak’ın bu hadiselerde hiçbir suçu olmadığına inanıyorum”
|
|
|