IRCForumu.ORG   çatla net
Goygoy


 
 
Seçenekler Stil
Alt 01 Ağustos 2021, 12:34   #1
Standart Türkiye cumhuriyeti’nin kuruluşu

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 29 Ekim 1923 tarihinde ilânı ile altı asırlık bir dünya devleti yıkılmış; anlayışı, sistemi ve idealleri farklı yeni bir devlet doğmuştur. Cumhuriyetin ilanından amaç, medeni ve modern dünya ile Türkiye arasında açılan boşluğu bir an evvel kapatmak, hatta muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkmaktır. Hemen işaret edelim ki, kavram ve sistem olarak Cumhuriyet gerek son asır Türk düşüncesinde, gerekse Atatürk’ün düşüncesinde yeni ortaya çıkmış bir şey değildi. Cumhuriyet Yeni Osmanlı düşüncesinde(1860’lı yıllardan itibaren) tartışıldığı gibi Atatürk’ün de 1923’ten çok daha önceleri Türkiye’nin kurtuluşu için meşruti-monarşi tarzı bir yönetimin yeterli olmayacağı şeklindeki düşünceleri bilinmekteydi. Daha Erzurum Kongresi toplanmadan evvel mücadele başarıya ulaştığında devlet şeklinin Cumhuriyet olacağını yakın arkadaşlarına söylediğini biliyoruz. Milli Mücadele’yi gerçekleştiren Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışından itibaren bütün gelişmeler bu hedefe endekslenmişti. Bununla birlikte toplumdaki mevcut meşruiyet anlayışının müsait hâle gelişine kadar Cumhuriyetin ilanı hakkındaki düşünceler ertelenmişti. Bu, Atatürk’ün her şeyi yeri ve zamanı geldiğinde uygulamaya koyma tarzındaki İnkılapçılık anlayışının da bir gereği idi. İstanbul’da işgal kuvvetlerinin elindeki halife– padişahın yaptığı milli mücadeleyi baltalayıcı mahiyetteki faaliyetlere rağmen halk gerçek durumu bilmediği için eski sistem ve müesseseler hakkındaki kesin hükümleri tam olarak açıklamak mümkün görünmüyordu. Her türlü iyi niyet ve samimiyetlerine mukabil Meclisteki milletvekilleri arasında da birbirinden çok farklı düşünceler ve beklentiler hâkim durumdaydı. Memleketin düşman işgalinden, halife-padişahın esaretten kurtarılması herkesin birleştiği ana hedefti. Ancak Mondros Mütarekesi ile adeta idam fermanı imzalanan Osmanlı Devleti’nden yeni bir devlet çıkarmak sürecinin önderleri arasında da fikir ayrılıkları daha mücadele tamamen sona erdirilmeden önce ortaya çıkmaya başlamıştır. Gerçekten de Milli Mücadele’yi başarıya ulaştıran Türkiye Büyük Millet Meclisinde Halk hâkimiyetine dayanan yeni bir devlet kurmayı hedefleyen ve Mustafa Kemal’in etrafında toplanan milletvekillerine mukabil mücadelenin başarılmasından sonra Halife-Padişahın yeniden millet ve memleketin kaderine hâkim olacağı eski şekle dönülmesini savunanlar da vardı.
________________

El Haset Min-El Mahrum
Kötü Niyetle İyi Murada Varılmaz ! ! !
 


Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 ziyaretçi)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB kodu Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Kapalı



Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 14:42.