01 Ağustos 2021, 12:48 | #1 |
6.3.1. Sınırlar
Batı Sınırı: Mudanya Mütarekesi ile saptanan Meriç nehri Yunanistan ve Bulgaristan ile aramızdaki sınır oldu. Karaağaç savaş tazminatı olarak Yunanistan’dan alındı.
Adalar: Balkan Savaşı sırasında Yunanistan’ın ele geçirdiği Midilli, Sisam, Sakız ve Nikarya adaları Yunanistan’a bırakıldı. Ancak Yunanistan bu adalarda askeri üs kuramayacak, adaları silahlandıramayacaktı. Çanakkale Boğazı önünde bulunan İmroz, Bozcaada ve Tavşan Adaları Türkiye’ye verildi. Rodos, Oniki Ada ve Meis adası da İtalyanlara geçti. Kıbrıs adası İngiltere’ye verildi. Suriye Sınırı: 20 Ekim 1921’de imzalanan Ankara İtilafnamesi ile saptandığı şekilde kabul edilmiştir. İskenderun ve Hatay sınırlarımız dışında kalmıştır. Irak Sınırı: Misakı Milliye göre Musul ve Kerkük sınırlarımız içinde bulunuyordu. Musul Mondros Mütarekesi sonrasında İngilizler tarafından işgal edilmişti. Tüm çabalara rağmen bu konuda İngiltere ile bir antlaşmaya varılamadı. Bunun üzerine Musul sorunu antlaşmanın imzalanmasından sonra 9 ay içinde Türkiye- İngiltere arasında görüşülerek çözümlenmesi, çözüme varılamaz ise sorunun Milletler Cemiyetine götürülerek çözülmesi kararlaştırıldı. Lozan Konferansında İngiltere ile en sert tartışmalar Musul konusunda yaşandı. Zira İngiltere hem Hindistan yolunu güvenceye almak hem de hızla sanayileşen ülkesinin petrol ihtiyacını karşılayabilmek için Musul’u elde tutmak istiyordu. Türkiye Büyük Millet Meclisi Heyeti başkanı olan İsmet Paşa yaptığı konuşmada Musul’un tarihi, etnografik, coğrafi, ekonomik ve askeri bakımdan Türkiye’ye verilmesi gerektiğini uzun uzun ve belgeleriyle ortaya koydu. İsmet Paşa demokratik bir talepte de bulunarak Musul halkının geleceğinin belirlenmesi için plebisit yapılmasını önerdi. Fakat Lord Curzon bu teklifi de kabul etmedi. İngiltere Lozan Konferansı sonrasında da Musul’u elde tutabilmek için çeşitli girişimlerde bulundu. 19 Mayıs 1924’te İstanbul’da başlayan görüşmelerde Hakkâri üzerinde de hak iddiasında bulundu. Görüşmelerden olumlu sonuç alınamadı. 5 Haziran 1924’te görüşmelere son verildi. Bunun üzerine İngiltere 6 Ağustos 1924’te konuyu Milletler Cemiyetine taşıdı. 20 Eylülde Milletler Cemiyetinde görüşmeler başladı. Türkiye temsilcisi Fethi Bey de Musul’da plebisit yapılmasını istedi. Fakat İngiltere kabul etmedi. İngiltere Nesturîleri kışkırtı ve bir isyanın çıkmasını sağladı. Onları destekledi. Bastırma hareketi sırasında kaçanlar İngiltere’nin mandası altında bulunan Irak’a sığındı. Cumhuriyetin ilan edilmesi ve Halifeliğin kaldırılması üzerine çıkarılan Şeyh Sait İsyanının yarattığı ortamdan da yararlandı. 13 Şubat 1925’de başlayan bu isyan Türkiye’nin elini zayıflattı. Nitekim 5 Haziran 1926’da İmzalanan Ankara antlaşması ile Musul’un İngiltere Mandası altında bulunan Irak’a ait olduğu kabul edildi. Böylece Musul Türkiye sınırları dışında kaldı.
________________
El Haset Min-El Mahrum
Kötü Niyetle İyi Murada Varılmaz ! ! ! |
|
|
Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 ziyaretçi) | |
|
|