IRCForumu.ORG   çatla net
Goygoy


 
 
Seçenekler Stil
Alt 02 Ağustos 2021, 23:03   #1
Kusursuz dost arayan dostsuz kalır.
CURRY SAUCE - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart İnsanların En Bilgini

Musa (a.s.) Beni İsrail'e hutbe irad etmek üzere ayağa kalktı. Kendisine,

"İnsanların en bilgini kimdir?" diye soruldu:

-Benim, diye cevap verdi.

Cenab-ı Hak,

"Allahulalem (yani en iyi bilen Allah'tır)" demediği için Musa'yı azarladı. Ve:

"İki denizin birleştiği yerde bulunan bir kulum senden daha alimdir" diye ona vahyetti.

Hz. Musa (a.s.):

-Ey Rabbim ben onu nasıl bulabilirim? diye sordu. Kendisine:

"Bir zenbile bir balık koy, onu sırtına al. Balığı nerede yitirirsen o zat oradadır" dendi.
Dendiği gibi yaparak yola çıktı. Kendisiyle beraber, hizmetçisi olan Yuşa İbnu Nûn da yola çıktı. Beraberce yürüyerek bir kayanın yanına geldiler. Hz. Musa ve hizmetçisi dinlenmek üzere orada yattılar. Balık kımıldayarak zenbilden çıkıp denize kaydı. Allah ondan suyun akıntısını tuttu. Öyle ki su kemer gibi oldu. Balık için bir kanal meydana gelmişti. Hz. Musa (a.s.) ve hizmetçisi bu manzaraya şaşırdılar. Günlerinin geri kalan kısmı ile o gece boyu da yürüdüler. Musa'nın arkadaşı ona, balığın gitmesini haber vermeyi unutmuştu.

Sabah olunca Hz. Musa (a.s.) hizmetcisine:

-Hele sabah kahvaltımızı getir. Biz bu yolculukta yorulduk, dedi. Ama emrolunduğu yere gelinceye kadar yorulmamıştı.
Hizmetçi:
-Hani bir kayanın yanına gelmiş yatmıştık ya! Ben balığı orada unuttum. Onu hatırlatmayı, bana mutlaka şeytan unutturdu. Balık denize şaşılacak şekilde sıvışıp gitmişti, dedi.
Musa (a.s.):

"Bizim aradığımız orasıydı" dedi ve hemen izlerinin üzerine geri döndüler.

İzlerini takiben yürüyerek kayaya kadar geldiler. Musa (a.s.) orada örtüsüne bürünmüş bir adam gördü ve ona selam verdi. Hızır (a.s.) ona:
-Senin bu yerinde selâm ne gezer!
-Ben Musa'yım.
-Benû İsrail'in Musa'sı mı?
-Evet.
-Sen, Allah'ın sana öğrettiği bir ilmi bilmektesin ki ben onu bilmem. Ben de Allah'ın bana öğrettiği bir ilmi bilmekteyim ki, onu da sen bilemezsin.
-Allah'ın sana öğrettiği hakkı bana öğretmen şartıyla sana uymamı kabul eder misin?
-Sen benimle beraber olmak sabrını gösteremezsin. Mahiyet ve hikmetini bilmediğin şeye nasıl sabredeceksin ki?
-İnşallah sen beni çok sabırlı bulacaksın. Hem ben senin hiç bir emrine karşı gelmeyeceğim.
-Öyleyse gel. Ancak, madem bana tabi olacaksın, ben sana haber vermedikçe bana hiç bir şey sormayacaksın! dedi.
Hz. Musa (a.s.):
-Tamam! dedi.
Hz. Musa ve Hz. Hızır (a.s.) beraberce gittiler. Deniz kıyısında yürüyorlardı. Bir gemiye rastladılar. Kendilerin gemiye almalarını söylediler. Gemi sahipleri Hızır (a.s.)'ı tanıdılar. Ve ücret istemeksizin onları gemiye aldılar.
Hızır (a.s.), gidip, geminin tahtalarından birini deldi.

Hz. Musa (a.s.) ona:
-Bak, bunlar bizi bedava gemilerine aldılar, sen gidip gemilerini deldin, adamları boğacaksın. Hiç de yakışık almayan bir iş yaptın! dedi.
Hızır:
-Ben sana, "benimle bulunmaya sabredemezsin" demedim mi? dedi.
Hz. Musa:
-Unuttuğum şey sebebiyle beni sigaya çekme. Bu iş sebebiyle bana zorluk çıkarma! ricasında bulundu.
Sonra bunlar gemiden indiler. Sahil boyu yürürken, çocuklarla oynayan bir yavrucak gördüler. Hızır (a.s.) yavrucağı yakaladığı gibi eliyle başını kopararak çocuğu öldürdü. Musa (a.s.):
-Masum bir çocuğu kısas hakkın olmaksızın niye öldürdün. Bu çok yadırganacak bir iş! dedi.
-Ben sana demedim mi, sen benim beraberliğime sabredemezsin! diye Hızır (a.s.), Musa'ya çıkıştı. Hz. Musa:
-Ama bu birinciden de şiddetli idi" dedi ve ilave etti:
- Bundan sonra sana bir şey sorarsam, beni arkadaş etme, nazarımda bu hususta haklı sayılacaksın, dedi.
Yola devam ettiler. Bir köye geldiler. Halktan yiyecek birşeyler istediler. Ama kimse onları ağırlamadı. Köyde yıkılmak üzere olan bir duvara rastladılar. Hızır (a.s.) eliyle şöyle göstererek: "Eğilmiş" diyordu. Onu doğrulttu.

Hz. Musa (a.s.) ona:
-Bir cemaat ki, kendilerine geliyoruz, bize ilgi gösterip, ağırlamıyorlar, yiyecek vermiyorlar. Sen onlara bedava iş yapıyorsun, dilesen ücret alabilirdin! dedi.
Hızır (a.s.), Hz. Musa'ya:
-Artık birbirimizden ayrılma zamanı geldi. Şimdi sana sabredemediğin şeylerin te'vilini haber vereceğim, dedi.

Resûlullah (s.a.s) bu ara ilave etti:
-Allah Musa'ya rahmet buyursun. Keşke, Hz. Hızır'la beraberliğe sabretseydi de maceralarını bize nakletseydi, bunu ne kadar isterdim!
Ravi devam ediyor: Resûlullah (s.a.s) buyurdular ki:

"Birinci (soru)su Musa'nın bir unutması idi. Bir serçe gelerek geminin kenarına kondu. Sonra denizden gagasıyla su aldı. Hz. Hızır bunu göstererek Hz. Musa'ya, "Bak, dedi. Benim ve senin ilmin ve diğer mahlukatın ilmi, Allah'ın ilminden, şu kuşun denizden eksilttiği kadar eksiltir."


alıntı
 


Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 ziyaretçi)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB kodu Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Kapalı



Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 01:07.