20 Ekim 2022, 22:49 | #11 | |
Alıntı:
Bin yıllık diyorsun.. Şehir gibi, eskidik belki de.. Kuruttuk yaşlarımızı, Unuttuğun kaç yaşam kaldı üzerimde..? Kaybolmaktan korkmadığım labirentimdin benim, Bundandı kendimi en çok sende bulmalarım.. Yaslayıp sırtımızı Pierre Loti’ye Karşımıza aldığımızda maviyi.. Işte, buradasın.. Tenime değen sen olmalısın.. Kanatlarında geçmişin ayak izleri, Takip ediyor sanki bizi her biri.. Bir masal, bir düş belki de.. Ne farkeder, Bile bile düştüm ben ateşine.. Şimdi ezberimde adın, Miras gibi senden dilime.. Hadi, üfle.. Takılalım artık nefesine..
________________
Üflesen, nefesine takılsak.. |
||
|
21 Ekim 2022, 00:11 | #12 | |
Alıntı:
Ummadık anda nasıl da bakışlarına kurban oldun,, Lades gibi aklımda gözlerinde yansıyan şehrin ışıkları. Sen parmaklarımda tutturduğum kalem gücümsün kağıt'la buluşturduğum. Nazım Hikmet anısına "Bugünler belki gelirim sana. Konuşmak için değil, sadece yüzüne bakmak için." O hep anılarda, yaşanmamış yarınlarda anılacak... İstanbul da değilim ki... Uzaklardayım......uzaklardayım... Mürekkep nokta nokta sayfaları aşıyor. Usul usul kayıyoruz Yıldızlar parlak... ve ben seni İSTANBUL gibi seyrettim. Şiir gibi Okuyorum şimdi. Eee hadi ama köşeyi dön de çarpışalım artık. |
||
|
21 Ekim 2022, 07:36 | #13 | |
Alıntı:
Her gece çıkıyor diyorlar sabaha, Şimdi ramak kaldı aydınlanmaya.. Şehir, usul usul kalabalıklaşıyor; Her ses, her yüz yine sana benziyor.. Uzak diyorsun, İki satır arası mesafemiz aslında.. Büyük harfle başlayan her cümle, Bile isteye yine seninle bitiyor.. En çok kendimden gittim ben, Gidip gidip sende buldum kendimi.. Bundan belki de yedi renk, dört mevsim İmlasına aldırmadan seni yazdı eğreti duran kalemin cümleleri.. Özdemir Asaf’ın dediği gibi; ‘ Ben ‘ kattım biraz sana, Çünkü sen de bensiz O kadar güzel değilsin hani.. Şimdi yeni bir günün kıyısında, Gecenin ıssızlığından sıyrılıyoruz.. Mısra mısra seyrettiğin şehrin, Olmak istediğin herhangi bir köşesindeyim.. Şimdi bir yel essin, En azından kokun gelsin..
________________
Üflesen, nefesine takılsak.. |
||
|
21 Ekim 2022, 21:32 | #14 | |
Alıntı:
Dal gibi, senli olan şehre iki büklüm daldım. Bütün harflerin ucunda, başında , sonunda Sen varsın, yaylı bir ok gibi hedefe azimle ilerliyorum. Rengarenk kanatlarımı sen taktın bana, tüm renklerinle içimi ısıttın. Senden önce hep siyahlar, griler vardı hayatımda seninle beraber yeşili, maviyi, tanıdım... Bir sen kaldın birde ben..... Gelişin kışımı bahara çeviren, Esen rüzgara savurdum gülüşüm de olan manolya kokusunu. Huzurla dolsun ellerinin yüzüne dokunduğu her an'ın. Bin yıllık masaldan kalma kahramanım uçusuyor gönlümde… Büyük harfle başlayan tek şahidim … Ne mürekkep yetti, ne kağıt içimdeki ummâni taşırmaya… Gökyüzünde özgürce uçan Kuş misali sana doğru... |
||
|
22 Ekim 2022, 21:43 | #15 | |
Alıntı:
Aynı şehrin farklı bir akşamına denk geldik yine.. Kapına asılan mevsimlerin koynunda, Büyük harfle başladım yine sana gelmeye.. Mavinin manzarası ile başlamıştık, Eksik kalan ne kadar renk varsa Tamamlandı içindeki kelebeğin kanatlarında.. Aldırma etrafımızdaki kalabalıklığa; Bir sen, bir ben’den ibaretiz aslında.. Şimdi fonda tanıdık bir şarkı, Duvarda dans eden hayalin.. Üzerimize serilmeye başlayan geceyi de takıp koluma, Çarpışmak için geliyorum sözünü ettiğim köşenin başına.. Avuçlarımda huzurun, Tenimde kokun.. Şimdi bir masal seç kendine; Bir varmış bir yokmuş diyerek, Yaz yine beni gönül kaleminle..
________________
Üflesen, nefesine takılsak.. |
||
|
23 Ekim 2022, 01:23 | #16 | |
Alıntı:
Bir varmış bir yokmuş gibi başlasın masalımız... Odasından hiç çıkmayan saatlerce şiir yazan, kendine bir dünya kurmuş Bana şiirler yazan birisi vardı. Her gülen yüzde her bakan gözde her duyduğu seste beni görüyor beni yaşıyordu.. Gülüşümü görmek için baktığı her bir anı da beni yeniden keşfe çıkıyor ve Rengarenk çiçeklerle bana taç yaparak şehrin en güzel köşesinde beni görüyor beni hissediyor... Rüzgara karşı savurduğum kokumu duyuyor o'na takılan nefesimi nefesine çekerek derin derin sırtını yaslayıp "fon" sesi eşliğinde gönül kalamimle hem yazdık hem hayalinle dans ettik geceye inat..... Kaybolmaktan korkmayan beni labirenti olarak gören... Büyük harfle başlayan her cümlesinde beni anan. Şimdi olmanı istediğim yerdesin, yürek dergahımın köşesindesin... Satır satır yazdım hece hece okudun bir Masalın başlangıcı, içimde usul usul kanat çırpan kelebeğin kahramanı oldun... |
||
|
23 Ekim 2022, 22:41 | #17 | |
Alıntı:
Yazmıştım oysa defalarca. Kaybolmaktan korkmadığım labirentimdin benim. Şehir sana uyuyor, sana uyanıyordu her sabah. Kız'ın Kulesi suretine bürünüyor günün batımında. Şüpheye düşmüş, çözememişsin suskunluklarımı. Bilirsin, ben mesafeleri adımlar ile ölçmedim. Bundandır, düşürme aklına uzak olmamı.. Mavinin her tonuna gizlenmişken, Duyamadığım anlarda görebiliyorum seni. Göremediğim anlarımda oluyor elbette. Ama üzülme..! Duvarlarım senden kalanlarla dolu. Her gece geliyorsun.. Bazen bir şarkının notasında uğruyorsun odama, Bazen bir rüzgarın koynunda. Göz kapaklarıma astığım hayalin, duvarlarımda canlanıyor böyle anlarda. Öyle güzelsin ki.. Karşı çıkmıyorum.. Nasıl istiyorsan, nasıl geliyorsan.. Öyle gel.. Buradayım.. Madem ki keşfime çıktın bu gece.. Hadi..! Çıkar herşeyi gün yüzüne..
________________
Üflesen, nefesine takılsak.. |
||
|
Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 ziyaretçi) | |
|
|