04 Mart 2022, 21:03 | #1 |
Boynumda Kendi Ellerim
Gözlerim çocukları yoksul bir ülke şimdi
içimin kızıllığınca gül ve yangın dalında unutulmuş bir üzüm tanesiyim belki belki bir söğüt dalının efil efil titreyen yaprağıyım uzak bir iklimde esip geçen rüzgarlara ağıt yakan bir gün çözüp bakışlarımı tel tel kirpiklerimden elif elif ağlayan gümüş saçlı bir anneye bağışlayacağım son kez ağlayacağım belki düşerken sevdanın eşiğine varsın bağışlamasın beni hayat ki, ay uzak tepelerin ardına çekilsin çarpa çarpa dövsün kıyılarımı acılar yarasına figan düşsün kırlangıçların eriyip gitsin hüzünlü bakışlarımda ne varsa yokluğuma kahırlanmayacaksa bu kent ah! çekmeyecekse ardımda kalan anılar Ah! ey yarasında nehirler fışkıran kalbim susuyorum işte acılara akan bir sesle hayat ki, ateşten bir ip boynumda koynumda buzdan bir top ne zaman doğrulsam dokuz yerimden vururlar beni biliyorum her susuşun ardında bir yalnızlık var bir özlem, bir kahır var bilinsin ki, bir yanı yangındır susuşlarımın, bir yanı ölüm aşkın kor ateşlerinde sınanmış bir semenderim ben her gece kalbimin ortasında bir çöl çiçeği açar adı Leyla bir yanı Yusuftur acılarımın bir yanı Züleyha yolları beklemekten yorgun, yıllara gözyaşı dökmekten hüzünlü yüzüm, aykırı sakalımla ondandır dünyanın orta yerinde kederli bir dağ gibi duruşum siyahlar giyinişim, saçlarımı taramayışım bir yaban gülü gibi ıssızda ağlayışım bir derviş gibi yakışım kalbimi, boynumu büküp bakışım ondandır bunca incinmişliğim ondan kemirirken içimi utangaç ulalar heyulasında geçmişim susuyorum ki, acıma kimseler merhamet etmesin çünkü hep sevgilerden aldım suların derin akışını ve nakışını yüreği elmas bir kızın dantelinden söktüm biliyorum yangınlar kentinde kıvılcımlar bir sevdadır gül yaprağına konmuş bütün yıldızlar sırtını dönmüş bana, ayda küs hayat bu işte ey kalbim bir varmış bir yokmuş varsın kirpiklerimden acı dökülsün yüreğimde büyüttüğüm kır menekşeleri için son bir damla su istiyorum senden ey kalbim allah aşkına bu çölleri sen yarattın iflah olmaz ömrüme senden aldım bu kadar sevmeyi, özlemeyi, kahrolmayı şimdi boynumda kendi ellerim bağışlama beni tükenmiş ümitlere yeni vahalar gerekmiyor çünkü her bahar kuşlar kanat çırpınca özgürlüklere sesler gelince karlı dağların ardından türkü ırmaklarında ve ben uzanıp durduğumda yatağıma ince bir su gibi ıssız sorun kalbime özlemek nedir, acı nedir, hüzün nedir yasaksa aşk titreyen yüreklerin deltasında varsın kurusun güller, sular kararsın, kumlar yansın bir çöl akşamıyım artık bıçak keskinliğinde yakınmadan esip geçiyor düşlerim savunmasızım, sus ey kalbim intizarın sende kalsın gizle, vuslatı arzulayan bir kor ol yan kalbim, kimse bilmesin bütün çığlıklarını kuşansın gelsin ölüm [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
|
|
Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 ziyaretçi) | |
|
|