26 Temmuz 2021, 19:33 | #1 |
Kullandığımız arabaların tarihçesi
Araba (tekerlekli taşıt), yolcu ve yük taşımaya uygun tekerlekli, motorlu veya motorsuz hareket edebilen her türlü kara ulaşım taşıtı. Motorsuz olanlar hayvanlarla ya da insanlar tarafından yürütülür. Çekçekler, el arabaları insan gücüyle yürürken, kağnı, öküz ve mandayla; fayton ve benzeri arabalar at ile, otomobil, kamyon vb. motordan aldığı güçle yürütülür. Keçilerin çektiği hafif arabalar da vardır.
Öküzlere bağlanmış bir kağnı Japon çekçekleri 1897 Araba kelimesi ilk kez Codex Cumanicus'ta geçmektedir. Sakaca rraha (at arabası) ses evrimi ile Zentçe raθa aynı anlamda ve eşkökenli Sanskritçe rátha (ata koşulan tören arabası) eşkökenli Arapça arrādat ( عرّادة ) (iki tekerlekli savaş arabası) eşkökenli Latince raeda (dört tekerlekli at arabası) Arabaların M.Ö. 3000 yıllarında tekerlek ve kızağın bulunmasından sonra ortaya çıktığı düşünülmektedir. İlk çağ kavimlerinin (Sümer, Mısır, Yunan, Asur) arkası açık iki tekerlekli savaş arabaları kullandıkları bu dönemle ilgili adak heykelciklerinde görülmektedir. İki tekerlekli ve parmaklıklı ilk arabaları M.Ö 2000'li yıllarda savaş amacıyla Hititliler yapmıştır. Frigler, Yunanlar ve Romalılar dağlık ve sarp bölgelerde arabaların devrilmemesi için teker açıklığı kadar mesafede birbirine paralel giden oyuk yollar yaptığı bilinmektedir. 9. yüzyıldan itibaren arabaların üstü kapatılmaya başlanmış ve 1400’lü yıllardan sonra arabalarda yay makas kullanılarak sarsıntıların azaltılmasında önemli başarılar sağlanmıştır. Yine aynı dönemde Uzak Doğu’da çekçek, Anadolu'da kağnı, Almanya'da koçu arabaları yapılmıştır. Fayton ve kupa yapımına 1500'lü yıllarda İngiltere'de, 17. yüzyılda Berline'ler Fransa'da başlanmıştır. Demiryolu ulaşımının başlaması ve 20. yüzyılda otomobillerin geliştirilmesi ile atlı arabaların önemi oldukça azalmıştır. Osmanlılarda Tanzimat'a kadar yalnızca padişahlar, şeyhülislamlar ve kazaskerler arabaya binebilmekteydi. Tanzimat’tan sonra bu araba ayrıcalığı kaldırılmış, ikinci Meşrutiyet'ten sonra ise kadınlarla erkekler aynı arabaya binmeye başlamışlardır. İstanbul’da ilk kullanılan araçlar öküzle çekilen koçu arabaları olmuştur. Ardından talikalar kullanılmış, binek olarak da fayton, landon ve Berline tipi arabalara binilmiştir. Türkiye'de 1950'li yıllara kadar İstanbul'da faytona binilirken, 1964 yılına kadar Ankara sokaklarında fayton dolaşmıştır. Günümüzde ise İstanbul Adalarda, İzmir'de ve kıyı kentlerimizde turistik amaçlarla fayton taşımacılığı yapılmaktadır. Özellikle Gökçeada ve Bozcaada'da vardır. Ancak son dönemde bu faytonlar atlar yerine elektrikle çalışan faytonlara dönüşmüştür. ALINTIDIR
________________
|
|
|
Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 ziyaretçi) | |
|
|