14 Temmuz 2022, 20:02 | #1 |
IŞIĞIN HALLERİ / Tuğrul Tanyol
iplik gibi bükülen ışığın sözünü dinle
çünkü kırmızı yanınca ve susunca bütün düşler ağacın kayığına bin ve açıl bütün denizlere şubat ölümdür dilin uzak yollarında kalemi tutan el titrer ve kandil başucunda zaman kurtlarını salar en ince kovuklara iplik gibi bükülen ışığın sözünü dinle iplik gibi bükülen ışığın sözünü dinle çünkü sarı yaraları sarar beklemedik ölümlerde beyaz hiç olmadı, hiç olmayacak da yeşil: kutsal bir söz, orada her şey mümkün siyahın göstermediği karanlık aynasında mart gelince karları temizleriz boylu boyunca yattığımız kış manzaralarından ateş suya eğilir, gece yenilenir karton şehrinde bir japon resminin belki bir ağaç ansızın çiçeklenir iplik gibi bükülen ışığın sözünü dinle savaş kırmızı ışıklar yakar en serin kalpte bile davulların uğultusunu bir an duyarsın da içinde bir denize varamamanın yalnızlığı heykel diye sarılıp uyuduğun cesetlerle bir istasyon bir istasyonu izler mayıstır ve bilirsin hiç gelmeyecekler suyun zamanı tükettiği o karanlık aynada barakasından korkuyla fırlayan asker duyup da baharın gürültüsünü işte o gün ve ondan sonra çok önemli bir sözü unutmanın şaşkınlığıyla oturup bir şiir yazarsın ve ışık ölümü bekleyen bir ruh gibi titrer başucunda Tuğrul Tanyol |
|
|
Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 ziyaretçi) | |
|
|