Sezen Aksu, 13 Temmuz 1954’te Denzili’nin Sarayköy ilçesinde dünyaya geldi. Annesi Şehriban Hanım Fen Bilgisi, babası Sami Bey ise Matematik öğretmediydi. Henüz 3 yaşındayken İzmir’e taşındılar ve 70’li yıllarda sanatı için İstanbul’a yerleşene kadar İzmir’de yaşadı. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimlerini İzmir’in muhtelif okullarında gerçekleştiren Sezen Aksu lise yıllarında sanata olan eğilimi üzerine resim ve dans dersleri almaya başladı. Lisede henüz 16 yaşındayken İstanbul’da gerçekleşen ‘Altın Ses Yarışmasına’ evden kaçarak katılan ancak 1.liği Nilüfer’e kaptıran Sezen Aksu İzmir’e geri döndü. Bu yenilgi elbette ki onu kararından ve hayallerinde vazgeçirmedi.

Annesi ve babası öğretmen olan Sezen Aksu 1954 yılında Denizli’de doğdu. Henüz 3 yaşındayken İzmir’e taşınan ve üniversite eğitimine kadar İzmir’de kalan sanatçı 1973 yılında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesine başladı ancak Ali Engin Aksu ile olan evliliğinden ve İstanbul’da yaptığı müzik çalışmaları nedeniyle okulunu bıraktı. İlk plak çalışmaları 1974 yılında başladı ve 1975 yılında Sezen Seley adı ile ‘Haydi Şansım’ isimli ilk plağı çıktı. Büyük umutlarla çıkardığı ilk plak çalışması beklenilen başarıyı elde edemedi. Ardından 1976 yılında ‘Kusura Bakma’ isimli ikinci plak çalışmasını piyasaya sürdü. Sezen Seley ismiyle değil, o dönemde evli olduğu Ali Engin Aksu’nun soyadıyla piyasaya ismini yazdırdı. 1978 yılında bu evliliğinin sona ermesinden sonra dahi bu soyadını kullanmaya devam etti. Çıkardığı ikinci plağın ardından yavaş yavaş ismini duyurmaya başlayan Sezen Aksu, Bebek Gazinosunda sahne almaya başladı. Sezen Aksu, 1975 yılından itibaren sürekli üreterek yeni plak çalışmalarında bulundu. Tüm Türkiye’nin tanıması ve herkes tarafından büyük bir ilgi ile takip edilmesine vesile olan çalışması 1984 yılında çıkardığı ‘Sen Ağlama’ isimli plağıdır. Sen Ağlama tam 56 hafta boyunca listelerin başında yer almayı başardı. Bu hem Sezen Aksu için hem de müzik camiası için çok büyük bir başarıydı.


Sezen Aksu’nun yıllar yılı minik serçe olarak anılmasına neden olan proje ise 1978 yılında çıkan Minik Serçe filmidir. Film o gün pek beğenilmemiş olsa da oyunculuk serüvenine usta sanatçılarla çeşitli müzikal ve tiyatrolar yaparak devam etti. Adile Naşit, Ayşen Guruda, Şener Şen gibi isimlerle çalıştı. Devamında Firuze albümünü çıkaran Sezen Aksu HEY Dergisinin düzenlediği ödül töreninde Yılın Kadın Sanatçısı ödülüne layık görüldü. Her geçen gün kendi başarısına bir yenisini ekleyerek yoluna devam eden sanatçı, karşısına çıkan yetenekli isimlerin de elinden tutarak sanat hayatına atılmalarına yardımcı oldu. Bu isimlerin ilki Aşkın Nur Yengi idi. Kendi çalışmalarını sürdürürken Aşkı Nur Yengi’ye albüm çıkarması için de yardımcı oldu.

Başarılarına başarı katarak yoluna devam eden Sezen Aksu kendisiyle yarışıyordu. 1991 yılında çıkan ‘Gülümse’ albümü 2 milyonu aşan satış rakamlarıyla o dönemin rekorunu kırdı. Uzun ve uğraşlı yollardan geçen Sezen Aksu’nun başarısının sırrı tartışmasız yeteneğidir. Ancak onun bu günlere gelmesinde en etkili faktör, başarısızlıklarına rağmen pes etmeden yoluna devam etmesiydi.

Birçok farklı platformlarda ödül alarak başarılarını taçlandıra Sezen Aksu, şüphesiz en etkili ödüllerinden biri olan 2010 yılında Amerikan NPR Radyosu tarafından düzenlenen Dünyanın En İyi 50 Ses’i arasına seçilmiş olmasıdır. Türkiye’nin her yerini karış karış gezerek defalarca konser veren Sezen Aksu, 2016 Ocak ayında Volkswagen Arena’da verdiği konserde artık sahnelerde yer almayacağını açıklayarak konserlerini sonlandırdı.


Alıntı