15 Ocak 2024, 07:21 | #1 |
Sunam Türküsünün Hikayesi
Olay malatyada geçer.Fahri Kayahan usta aşıkktır sunam Malatyalı Fahri Kayahanın eşidir. Ve güzel bir kadındır . Fahri Kayahan karısını çok sever eşide sonsuz hörmet eder.
Gel zaman git zaman Anadoluda hamam kültürü meşhurdur kadınlarımızda erkelerimiz de hamama gider gelir.Hanımlar hamam da hem sohbet ederler hem yıkanırlar hemde böyle bir geleneği sürdürüler Birgün Malatyalı Fahri Kayahan kahvede köy meydanında biriyle tartışır Tartışırken olay baya bir alevlenir. Tartıştığı adam Fahri kayhanın canını yakmak için derki : -Sen ne konuşuyorsun yahu! Ben senin karının sırtındaki Beni bile biliyorum der Oysaki tartıştığı adam sunanın sırtını hiç görmemiştir Adamın hanımı söylemiştir kocasına artık konu nasıl açılmışsa… Malatyalı Fahri Kayhan herkesin içinde bunu duyar hiçbirşey söyleyemez sadece eveni gider. Eve gidince Eşinin moralinin bozuk olduğu gören Suna : Bey ne oldu der! Fahri Kayahan böyle böyle oldu ben inanmıyorum ama ellerin yüzüne nasıl bakarım der. Suna derki Yiğidim sen beni tanırsın benim sana olan sevigimi bilirsin Sana nasıl bağlı olduğumu bilirsin kurban olayım ele inanma der Aradan zaman geçer ama Fahri Kayhan bir türlü huzura varamaz mutlu olamaz bir türlü sürekli beyninde o ses dolaşır durur eşi suna da üzgün ve kırgındır . Bir gün eve gelir görür ki karısı suna kendini ipe asmış evin ortasında salınır cansız bedeni Kocama daha fazla bu mutsuzluğu yaşatmak istemiyorum diyerek canına kıymıştır. Fahri Kayhan eşinin cansız bedenini yere indiri ve sabaha kadar başında bekler ve sabah oluncada: Şu türküyü söyler : Şafak söktü yine sunam uyanmaz Hasret çeken gönül derde dayanmaz Çağırdığım(Çağırırım) sunam sesim duyulmaz Uyan sunam uyan derin uykudan
________________
Bizi sevenler var sanmıştık , her biri mi usta oyuncuydular... |
|
|
Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 ziyaretçi) | |
|
|