07 Ağustos 2024, 18:12 | #61 |
Tek kelimeyle harikasınız, emeğinize sesinize sağlık. 👏👏👏💐
|
|
|
07 Ağustos 2024, 18:12 | #62 |
Mona Roza dinler miyiz sesinizden ?
|
|
|
10 Ağustos 2024, 20:15 | #63 |
► Şiir : Yıldırım Can Atila
► Yorum : KuzenKit [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Sen varken zaman ne de hızlı Geceler sen varken aydınlık Sen varken her şey tastamam Yüzüm gülüyor birden Şarkı söylemek istiyorum Yollar sen varken kısa Sen varken toprak daha bir sıcak Gözlerim sen varken uğramaz yasa Yüreğim kanatlanır birden Şarkı söylemek istiyorum Güneş sen varken iniyor bahçeye Yıldızlar sen varken parlıyor Sen varken hayat yerli yerinde Dilim çözülüyor birden Şarkı söylemek istiyorum...
________________
|
|
|
10 Ağustos 2024, 20:25 | #64 |
Emeğinize sesinize sağlık 💐💐💐
|
|
|
17 Ağustos 2024, 18:18 | #65 |
► Şair: Yavuz Bülent Bâkiler
► Yorum: KuzenKit [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Cebeci İstasyonunda bir akşam üstü İncecikten bir yağmur yağıyordu yollara Yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi Sıcak bir kara sevda Yüreğimizin başında bağdaş kurup oturmuştu; Acımsı, buruk. mühürlenmişti ağzımız bir sessizlik içinde Sessizliği üstümüzden atamıyorduk Bir saçak altında kararsız, yorgun Saatlerce duruyorduk Kimse görmüyordu bizi Cebeci İstasyonunda bir akşam üstü Yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi Cebeci İstasyonunda bir akşam üstü Bir başka türlüydü bu insanlar Sen bir başka türlüydün Gözlerin yine öyle bir bilinmez renkteydi Gözlerin gözlerimde erimekteydi Bir mermer heykel gibi yanımda duruyordun Beni bırakma diyordun Meyhane sarhoşları gibi sırılsıklam Bir yalnızlık duyuyorduk Ağlıyordun, ağlıyordun... Cebeci İstasyonunda bir tren Nefes nefese soluyordu Gerilmiş bir keman teli gibiydik Ankara Kalesi'nde bir eski çalar saat Bilmem kaça vuruyordu Bir yağmur yağıyor inceden ince İçimizdeki binbir düşünce Harmanlar misali savruluyordu Islanmış bir ceylan yavrusu gibi Tiril tiril titriyordun Gitsek gitsek diyordun. Yüreğimin atışından deli gönlümce Sırıl sıklam, paramparça, permeperişan Türküler söylüyordum Ağlıyordun, ağlıyordun... Şimdi, şimdi seni düşünüyorum Cebeci yollarında rüzgarlar esiyor, serin Paramparça düşmüş gönül ufkuma İki yıldız gibi gözlerin Gel Ey ciğerime saplanan hançer Gel ey yüreğime oturmuş kurşun Göçmen kuşlar gibi çok uzaklardan Gel artık Ne olursun
________________
|
|
|
17 Ağustos 2024, 18:37 | #66 |
Emeğinize sesinize sağlık 💐💐💐
|
|
|
31 Ağustos 2024, 12:44 | #67 |
Şiir : Nurullah Genç
Yorum : KuzenKit [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Kartallar uçar mı bir harâbeden Köprülerden benim yarim geçer mi Sen neden bu kadar güzelsin, bilmem Taşırsın yeryüzüne ebedi tohumları Ben ise kuruyacak bir suyun mahkûmuyum Avuçlayıp öpüyorum kumları Bir kara delikten bakarken hayat Meydan okuyanlar kim bu serâba Söyle bana hindiba Sen nasıl bu kadar ceylan koşması Sen nasıl bu kadar yollar aşması Sen nasıl bu kadar güneşe meftun Sen nasıl bu kadar sahra çeşmesi Ben rüzgâr değilim, dokunmam çiçeklere Ben kara parmaklı insan değilim Kirpik uçlarımdan kayar yıldızlar Bilemezsin, hayal akşamlarında renklerini kuşatan Damıtılmış gözyaşıdır ömrümün Ben boşluğa üfleyen cellat değilim Karayele verdim ayaklarımı Söyle bana eceli kim tutar perçeminden Hangi ölü bilmez nereye gittiğini Sen miydin o mehpâre, o memnu, o dilruba Söyle bana hindiba Sen nasıl bu kadar bulut gülmesi Sen nasıl bu kadar bıldırcın sesi Sen nasıl bu kadar pencere önü Sen nasıl bu kadar gök gürlemesi Ben kaptan değilim, anlamam gemileri gizli bir ummanın gelgitlerinden İniltiler vurur sahillerime Deniz feneri değilim Önce yürü bu vefasız ülkeden Sonra uzan bir tenhaya, sessiz ol Gelip geçsin üzerinden turnalar Düşün, sesler neden bulur sesleri Kelam kimin damarlarında kandır Harflerini senden alan merhaba Hangi demin âteşidir içimde Söyle bana hindiba Sen nasıl bu kadar gönül hanesi Sen nasıl bu kadar yâr divanesi Sen nasıl bu kadar çerağı ömür Sen nasıl bu kadar inci tanesi Ben korku değilim kapı aralarında Pencerenin infilâkı değilim Gölgeleri yüzlerinden tanırım bir resim bir ressamı ağlatır bir yerlerde Bir eşya bir hamalı Ben hâlâ öğütülen anılarıma değil Değirmene inanırım Bu derin aldanış kimden kalmadır Bu uzaklık, bu diba Söyle bana hindiba Sen nasıl bu kadar kelâmın hası Sen nasıl bu kadar şiir bohçası Sen nasıl bu kadar esrarlı bir mum Sen nasıl bu kadar rüya bahçesi Ben bir kervan muamması değilim Çekinmem yolların kıvrımlarından Ellerim ışıldar alacakaranlıkta Saklambaçlar ortasındadır evim Kışın kartopudur adını anmak Döner döner yüreğimde, dağ olur Yazın güneş yanığıdır düşlerim Sonbahar ruhumu bekleyen oba Söyle bana hindiba Sen nasıl bu kadar sevda hecesi Sen nasıl bu kadar hayal incesi Sen nasıl bu kadar mutluluk çağı Sen nasıl bu kadar tarih öncesi
________________
|
|
|
31 Ağustos 2024, 14:37 | #68 |
Emeğinize sesinize sağlık, tebrikler💐💐💐
|
|
|
03 Eylül 2024, 13:36 | #69 |
► Şiir : Candan Ünal
► Yorum : KuzenKit [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Bir kadın seni seviyorsa sana aittir. Mutlaka bir fotoğrafın vardır bir yerinde odasının, onu kaldırtma! Bir kadın seni seviyorsa uyumadan önce dua ediyordur, senin adınla başlayan dualar ve biten senin adınla, onu susturma! Bir kadın seni seviyorsa sana zarar veremez. Yalnız genç adam, kadınlar vazgeçtikleri adamlara da acımayı beceremez, bu da kalsın aklında… Bir kadın seni seviyorsa koklayarak öper seni. Seni seven bir kadın sevdiği kadar sarılabilirse kemiklerin kırılır. Ve bir kadın seni seviyorsa, sen ne kadar güçlüysen o kadar güçlü hisseder kendini, onu yanıltma. İlk darbede yere çakılma oğlum, ilk imtihanda sınıfta kalma! Ve asla, ama asla! Araya umutsuzluğu sokma. Orasıdır kadının şah damarı, umudu… Kesildiği an, vazgeçer kadın. Sevmekten, beklemekten, özlemekten, hatta dua etmekten… Can havliyle, kaçar. Yakalayamazsın. Artık o kadını üstüne alınamazsın. Sahip çıkamadığın kadına hesap da soramazsın. Kadınları bomba gibi düşün genç adam, Yanlış kabloyu kesersen onunla birlikte sen de patlarsın. Bak oğlum! Bu hayatta her şeyi alırsın, yalnız seni seven kadının yoktur fiyatı. Seni her şeye rağmen sevebilen kadını satın alamazsın. Cüzdanın kilo kaybettikçe, sevgileri eksilen sevgililerin olur en fazla... Falan filan sonra, bilirsin ya… Sen sen ol, o kadını satma! Bir kadın seni seviyorsa kavga eder. Hem birazdan boğazına yapışacak sanırsın hem görürsün gözlerindeki korkuyu. Kadınlar susmaz genç adam, susmuş kadın gitmiş kadındır. Susmuş bir kadın için, bitmiş bir adamsındır. Bu kadınların değişmez ve değiştirilmesi teklif bile edilemez olan maddelerinden biridir. Kadın olmanın kuralıdır... Bir şey daha vardır ki, Kuştur kadın! Ve bir gökyüzü vardır her kadının. Öyle bir havan olmalı ki adamım, senden göçmediği için, onu dondurmamalısın. Bunu bir zamanlar seni gökyüzü ilan etmiş kadının, başka bir gökyüzüne kahkaha atışını duyunca anlarsın…
________________
|
|
|
03 Eylül 2024, 14:50 | #70 |
Emeğinize sesinize sağlık,çok güzel şiir ilk dinliyorum.💐
|
|
|
Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 14 (0 üye ve 14 ziyaretçi) | |
|
|