kollarımdan çekeceksiniz zamanları
kulaklarımdan akacak ıssızlığım
ve çukurlara gömülecek dilsizliğim
saç uçlarımdan mekanlar soluyacak dev cüceler
çizemediğim resimleri incelerken göz altlarım
susuzluğuma sürülecek yaratılmamış tüm insanlar
ve insanlar dışındakiler
bir gün yerin içinden yürürken göğe
kendimden bildiğim topraklar parçalayacak
akıl almaz çılgınlığımı
göğsümün yarılışı tüm ölü kuşlara can verecek
kanatlarında uçarken hazineler fışkıracak
geçmişinden hissiz uğultuların
değersiz sayısız hazine
sizin olsun...

fani varlığımın haritasını yırtarken devrilişim
ağladığım duvar diplerinde arayacak beni dört ayaklı masum bakışlı dostlarım
hiç kimseye bir mirasım kalmamışken
kollarının üstünde yatarken saat üçte hatırlayacaklar beni...

can-i

ebrarın hoş sedası mizandan sessizliğim
esrarın boş terazi
tartan dengesizliğim...
can-i