[Ertan]

Güven neydi?
İkili sohbetler de karşı tarafı kendin gibi görerek içten davranmak mı?
Kendin gibi sır tutacağını sanıp, açık olmak mı?
Yapmacıktan değil de gerçek anlamda iyiliğini düşünerek eleştiri yapmak mı?

Neydi güven?
Yalansız, yalın olmak mı?
Karşında ki kişiyi yeri geldiğinde sırtında taşımak, onun da seni sırtında taşıyacağına inanmak mı?
Derdini direkt olarak dile getirebilmek mi?
Onun derdi ile ilgilenmek, onun da senin derdin ile ilgileneceğini düşünmek mi?

Biz nerede hata yapıyoruz?
Hata ya düştüğümüz nokta neresi?

Hassas olmamız mı?
Vicdanlı olmamız mı?
Karşıdan da aynı şeyleri bekliyor olmamız mı?

Neden sürekli çıkar ilişkisi var?
Ne için bu kadar acımasızca davranış?
Neden ilk tökezlediğimiz an da ilk vuranlar en yakınlarımız?
Ne için açık arayanlar ya da açık kollayanlar hep en sevdiklerimiz?

Neydi güven?
Bizim karşımıza hiç çıkmayacak olan mı?..

[Ertan]

Mezarlığa gittim bugün,
Saygı duyup elini öptüklerim hep orada.
Şöyle bir düşünüyorum,
Yaşayandan çok yaşamayan tanıyorum..

[Belma]

"Muhabbet etmeyi çok sevdiğin biriyle artık iki kelime bile edememek de gurbettir."

[Belma]

Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında
Öyle yoruldum ki yoruldum dünyayı tanımaktan
ve
Küfre yaklaştıkça inancım artıyor!.

[EsrarLı]

Eskiden Bayramdık.. Şimdi karanlık

[S4S]

Biz, 'hayır' demeyi, 'işim var' demeyi, 'olmaz' demeyi beceremeyen insanlarız.

[Belma]

Gittin~~ ve kıtlık devri başladı .

yoksun,karanlık.

[EsrarLı]

Çölün yeşillenmesini Beklemek kıyameti beklemek.. Azizem

[Belma]

Ellerine diken batanları, kanayanlar anlardı
ancak çoğunuz gül sebebiyle kanamadınız
Sizin kanadıklarınız hep başkaydı;

[EsrarLı]

Şairinde dedigi gibi;
Söyleyin o’na asıldım dar’a
beyazlarıma çöktü hüzün
kurşunlandı sağım solum
sardı dört bir yanımı hazin bir tufan..