IRCForumu.ORG   çatla net
Goygoy


Ağaç Şeklinde Aç1Beğeni
  • 1 Post By MaviS

 
 
Seçenekler Stil
Alt 01 Temmuz 2024, 23:09   #1
Standart Zümrüt Kolye

~ZÜMRÜT KOLYE~

Özel ve yıllık ücreti çok pahalı bir lise o sene iki burslu öğrenci almaya karar vermişti... Ve bu hayatta kimi kimsesi olmayan, sokaklarda kestane kavurarak okumaya çalışan Baki, binlerce kişinin arasında sınavda en yüksek notu alıp iki burstan birini kazanmıştı... Hayallerini süsleyen 'Özel Kalender Lisesinde' okuyacak olmak öyle mutlu etmiştiki o vakitler onu...

Daha fazla çalışacak, üniversiteyi de başarıyla bitirip bu hayatta iyi bir şekilde yaşayacaktı... Temiz yüzü gibi, yüreğide temiz bir çocuktu Baki.Sınıfında burslu okuyan tek öğrenci olması arkadaşları tarafından dışlanmasına sebep olsada, en sonunda çok iyi anlaşabildiği Rıdvan'la güzel bir dostluk kurmuştu...

Birçok ortak noktaları vardı. İkiside özel mücevher koleksiyonlarına o kadar ilgi duyarlardıki... Kitaplardan araştırma bile yaparlardı mücevherler hakkında. Şehre getirilen mücevher koleksiyonlarının segilendiği müzelere parası yetmese de zengin arkadaşı Rıdvan onada bilet alır, Baki de o göz kamaştırıcı mücevherleri görebilme şansını yakalardı böylelikle...

Sonra o ışıltılı mücevherlerin arasından çıkıp, damı akıtan, duvaları rutubetten küf yapmış tek odalı kulübesine dönmek hep kötü hissettirdi ona...

Deniz kenarında bir evi, önünde de üzüm bağlarının gölgelediği bir çardağın süslediği küçük bahçesinin içinde yaşayacağı huzurlu bir hayatı hayal ederdi hep...

Sık sık kuyumcularıda gezerlerdi Rıdvanla birlikte. Baki'nin müzelere verecek parası olmadığı için, kuyumculara gidip,Rıdvan'a borçlu kalmadan mücevherleri ücretsiz görebilmek kötü hissettirmezdi hiç değilse...

Bir gün okula çok yakın bir kuyumcuya çok büyük bir zümrüt kokye geldiğini öğrendiklerinde ikiside derslerin bitmesini iple çekmişti...

Rıdvan avukat olan babasının Baki ile gezmesine sürekli kızmasını o günde herzaman olduğu gibi önemsememişti...
-"İpsiz sapsız biri. Ne olduğu belli olmayan bir gecekondu çocuğuyla ne işin var senin? Hırlımı hırsızmı belli değil. Kötü arkadaş kötü işler açar başına oğlum-" cümlelerinide silip atmıştı aklından...

Okul sonunda birlikte sözkonusu kuyumcuya gitmişlerdi heyecanla... İçerideki birkaç kişiyle ilgilenen tezgahtarların rahatsız edici bakışları olmadan göz kamaştırıcı kolyeyi incelediler... Sonra biranda elektirik kesilmişti... Ve,
-"Zümrüt kolyeyi çaldılar... Bakın bakın kaçıyorlar-" diye bağıran tezgahtarın sesiyle heyecanla sokağa koşmuştu ikiside... Peşlerindeki adamları atlatmak için iki ayrı sokağa doğru koşmuşlar, dursalar kuyumcu tezgahtarlarından dayak yiyecekkerini fazlasıyla hissettirmişlerdi belkide...

Rıdvan korkuyla eve girmiş, tedirginliğini ise fazlasıyla belli ediyordu anne babasına. Neden heyecanlı olduğunu sorduklarında ise gün içinde olanları anlatmaya başlamış, o anda ise kapıları çalınmıştı... Avukat olan Adnan bey kapıyı açtığında ise karşısında polisleri görmüş, oğullarının hırsızlığa teşebbüs etme suçundan göz altına alındığını söylemilerdi polisler...

Fazlasıyla telaşlı olan annesi ve babasıyla birlikte semt karakoluna gittiler sonra... Baki çoktan yaka paça oraya getirilmiş,kuyumcunun sahibi ise komiser'in yanında azarlamaya başlamıştı çocuğu...

Rıdvan anne babasıyla geldiğinde ise,
-"Siz nasıl çocuk yetiştiriyorsunuz efendi? Birde ünlü avukat olacaksınız... Verin benim değerli Zümrüt kolyemi. Yoksa oğlunuz içeride çürür gider-" dediğinde, Rıdvan'a korkmaması için işaret etmişti Adnan bey...

Ve uzun uzadıya konuşmuştu hakim ve kuyumcunun sahibiyle... Ve o gece sadece Baki nezarethaneye atılmış,nezarethanede konuşması için, zengin kuyumcucununda karakokdaki ağırlığıyla o geceki nöbetçi memurlar tarafından okadar tartaklanmıştıki... Defalarca bayılmıştı acıdan . Yüzüne su vurulduğunda ise kan ve suyun karışımı bir tat duyuyordu dilinde. Ve ertesi günde mahkemeye çıkarılmıştı Baki.Yüzündeki yaraların ve topallayarak yürümesinin sebebini ise karakol merdivenlerinde düşmesinden kaynaklandığını söylemişlerdi memurlar ilgili kişilere...
Adnan bey eldeki delilleri mahkemeye sunduğunda ise, Baki ne derse desin, okadar ağır bir cezaya çarptırılmıştıki...Birşey demwsine fırsat verilmeden suçlu bulunmuştu.

Cezaevine girdiğindede kuyumcu tuttuğu adamlarla epeyce tartaklatmıştı sahip çıkacak kimsesi olmayan Baki'yi...

Birsüre sonra ise kuyumcu nedense bu uğraşından vazgeçmişti...Bir çay içmeye parası olmayan çocuk koğuştakiler tarafından da öyle eziliyorduki hergün...

Yılları tuvalet temizlemek, koğuş bulaşığını yıkamak ve koğuşu temizlemekle geçmişti. Mahkumiyet içinde mahkumiyet yaşıyorken, tek huzur bulduğu şey ise kurduğu hayaller oluyordu çaresizce. Günün birinde cezaevinden kaç yaşında olurda olsun çıkacak, para kazanacak ve deniz kenarındaki o bahçesinde çardak olan evi alacaktı Baki.

Hiç kolay geçmedi yıllar. Okadar insanın cezasının bitmesine ve cezaevinden çıkışına şahit olmuştuki onca yıl içinde... En sonunda televizyonda bir haber kanalında, yabancı bir ülkedeki mahkumun avukatlara mektup yazarak suçsuzluğunu ispat ettiğini dinlediğinde, gazeteye ilan veren avukatların adreslerine mektuplar yazmaya başlamıştı o günden sonra ...
-"Ben hiçbir suçu yokken müebbet cezası almış bir mahkumum.Size verecek tek kuruşum yok... Tanımıyorumda sizi. Ama tekbirşey istiyorum sizden. ALLAH için yardım edin bana... Bu rutubetli duvarlar değil beni yıkan.Hiçbir suçum yokken alnıma çalınan kara leke uyku uyutmuyor senelerdir...Tek birşey istiyorum. O da adalet...Adaletin yerine gelmesini isteyen biriyseniz ne olur bana yardım edin. Gerçekten kader mahkumu olan BAKİ"-yazıyordu mektuplarında...

Tam beş sene hiç vazgeçmeden aynı mektupları değişik avukatların adreslerine göndermeye devam etmişti... Mahkumiyetinin on yedinci senesinde ise genç ve gözü kara bir avukattan mektup almıştı Baki...

Gardiyan gelen mektuplarda ilk defa adını çağırırken öyle garip olmuştuki. Heyecanla açtığı mektupta şöyle yazıyordu:
-"Öncelikle şunu söyleyim;Samimiyetinize gerçekten inandım. Adalet için yaşayan bir avukatım.Adaletin yerine gelmesi için elimden gelen herşeyi yaparım inanın. Bunun içinde sizden beş kuruş talep etmiyorum. Sizden yaşadığınız olayı olduğu gibi anlatmanızı istiyorum.Dosyanızı yeniden açacağım. Artık sizi savunavak bir avukatınız var... Avukat Elif Ceyhan-"

Yüzü bembeyaz olmuştu Baki''nin. Beş sayfa kadar bir mektup yazdı avukat hanıma. Mektubuna karşılık verdiği için belki on defa teşekkür cümlesi kurmuştu mektubunda...

Gözyaşlarına boğuluyordu geceleri. Ve koğuşun küçük penceresinden yıldızlara bakarken ellerini kalbine koyup avukatın kararlılığından vazgeçmemesi için dua ediyordu... Bir ay kadar mektuplaştılar...

Ve avukat Elif ne yapıp etmiş davayı yeniden açmıştı.Baki'nin yazdıklarına ve temiz kalbine okadar inanıyorduki. Yazıştıkları süre içinde üç defa görüşe gitmil ve Baki'yle yüzyüze görüşünce zavallı adamın gözyaşlarını görüp daha da inanmıştı ona... Ve her görüşte Bakiyle birlikte o da gözyaşlarına boğulmuştu.

Kuyumculuktan iflas eden eden zümrüt kolyenin sahibi olan o adamı bulmuştu makmeme sürecinde... On yedi yıldır kendisini olaydan sonra hiç aramayan Rıdvan'la gözgöze geleceği için okadar hırslıydı ki Baki...

Mahkemeye beş gün kala bir hastahane odasında senelerdir beyin tümörü tedavisi gören Rıdvan ise son nefesini vermişti. Öyle acı dolu yıllar geçirmiştiki o da. Baki'nin cezaevi mahkumiyeti gibi oda ağır bir hastalığa mahkum olmuştu uzun yıllar boyunca ... Ve çektiği ızdıraplar ise bir hastahane odasında son bulmuştu en sonunda...

Cenazeden bir hafta sonra ise çok uzun yılların ardından bu defa yanında oğlu Rıdvan olmadan yüzyüze gelmişti Bakiy'le... Avukat Elif çok iyi bir savunma hazırlamış, ve kuyumcuyu olmadık yerlerden köşeye sıkıştırıp doğru ifade vermeye zorlamıştı...

Olayın olduğu aylarda, kuyumcunun, hapishanedeki Baki'nin üzerinden elini çekmesinin sebebi, ünlü avukat Adnan Öztor'un bu işi dallandırıp budaklandırmamak için avukata Zümrüt kolye miktarı parayı ödemesiydi meğerse...Olay'ın oğlunun üstüne kalmasını ve şöhretine leke düşmemesi için böyle bir yola başvurmuştu meğerse. Ve kolyeyi çalanda Rıdvan'dı... Kimi kimsesi olmadığı ve kendini savunacak güçte olmadığı içinde suç Baki'nin üzerine atılmıştı ...Rıdvan ise yaptıklarının bedelini ağır bir hastalığım sonucu canıyla ödemişti belkide...

Hakim o duruşmada Baki'nin suçsuzluğunu ve beraat ettiğini söylediğinde,Baki on yedi yılının boşu boşuna hayatından çalındığını ortaya çıkaran avukatına teşekkürler etti gözyaşlarıyla... Mahmeme koridorunda ise Avukat Adnan'la karşı karşıya geldiklerinde, yüzüne bile bakamamıştı Baki'nin... Ve cebinden, yirmi yıl önce olay akşamı oğlu Rıdvan'ın üzerinde bulduğu zümrüt kolyeyi çıkarıp Baki'nin eline tutuşturdu...
-"Adalet öyle bir adaletki... Kimsenin yaptığını yanına bırakmıyor-" deyip bir ruh gibi oğlunu kaybetmenin acısıyla yürüyüp gitmişti koridorda...

Baki uzun uzun baktı Zümrüt kolye'ye... Ve avukat Elif'e teslim uzattı sonra...
-"Siz onu ne yapacağınızı bilirsiniz Elif hanım... Size güveniyorum-" diyerek gözyaşlarıyla çıkıp gitmişti mahkeme binasından... Avukat Elif ise uzun süre Baki'nin arkasından bakmıştı nemli gözlerle...

Baki onca yıl sonra üniversite caddesinde kestane satmaya başlamıştı yine eskisi gibi. Ve tahmin edin ne oldu? Avukat Elif dürüst ve karakeri düzgün o adama aşık oldu...Stasünü önemsemedi biran bile. Çünkü Baki'nin altın gibi bir yüreği olduğunu çok iyi biliyordu... Çok uzun süre arkadaşlık ettikten sonra evlendiler... Ve Baki kendi çabalarıyla deniz kenarında bir arsa aldı. Ön bahçesine ise hayalindeki gibi bir çardak yaptı. Hayalinde düşünmediği en güzel şey ise eşi Elif olmuştu... Zümrüt kolye ise kimsesiz çocukların yaşadığı bir yurda bağışlandı... Baki artık çok mutlu... Denize karşı her akşam üzeri eşi Elif'le birlikte çay içmek ise vazgeçilmez tutkusu... Çayını her yudumladığında ise bu hayali için ödediği bedeli hatırlayıp gözleri yaşla doluyor ...

Alıntıdır

iÇRe bunu beğendi.
 
Alt 04 Ağustos 2024, 16:20   #2
Co Admin
iÇRe - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Emeğine sağlık 💐

 


Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 ziyaretçi)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB kodu Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Kapalı



Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 11:05.