05 Haziran 2022, 19:22 | #1 |
Firik Topraginda Cilga Yollarda
Geceyi şafak sökünlerine toplayan yıldızlardan
Gökyüzü aydınlığını yağlığına sararak Günaydın çardağında seher esip tüten tan yelleri Gün doğduğunda dalında çağlaydı dünya Toprağında firik Salkımında koruk Dalında yaprağında körpe nazlı kardelen Sen doğduğunda bağ bahçesi tomurcuktan insandı dünya Ve sen doğduğunda ay uyandı gökyüzü büyüdü Sonsuz sakinliğin minder serip oturduğu toprak damlarda Ve göz göze ker*** evlerde Henüz elektronik değildi darı ekip arpa yolan seten düven Beton karma makinaları ve naylon faturaları yoktu selam sabahın Küp şeker yanında gaz ocağının yaren demleyen buğusunu İnce kağıtlara dolayıp sohbet tütüden tespihlere çekerken Sekilerde tuz döver , Buğday ezer çavdar kırar, yanık türkülere bağrını sererek Yarma öğütürdü el değirmenleri Sen doğduğunda hoyrat rüyaların sımsıcak salıncağına Tandırlı duvarlar arasından yazıya yabanı sırra kadim bilerek Kırlangıç duydu söğütler çağırdı güvercinlere söyledi Sana nasıl sevindiğini yığın dibinde kaysı dalında ağustos böcekleri Ve sen doğduğunda evini yolunu sesini emsalini bulan ılık yeller Cılga yollar Sarpa yamaçlar Dulda dingin gölgeler Susuzluğunu kandığına Kırıntısını tokluğuna Yandığını aşka süsleyip boyandı ateş ve su Ocaktaki külü sicildeki künyeyi alnındaki yazıyı Doyumsuz bir gönül tokluğunun bütün yeryüzü güzellikleriyle Senin kadardı aklı fikri kırık çanaklardan dizili happana hodağa Üstü başı hiç eskimeyen uçurtmaların saklambaç oynaşan Uzak bulutlar yakın ibibikler ve tosbağalar Senin kadardı boyu posu iğdeler dibindeki pınarın Ebedi aşkın Bulanıp belendiğin tozun toprağın Haziran / 22 Seyfi Karaca |
|
|
Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 ziyaretçi) | |
|
|