15 Aralık 2021, 23:42 | #1 |
0 36 Ay Bebek Gelisimi
0-36 AY ÇOCUK BAKIMI, BESLENMESİ VE SAĞLIĞI
Bu bilgileri Yeni Dogum Yapan Ve Cocuk Hakkinda Bilgisi Olmayan Kadinlarimiz Icin Paylasiyorum. Tüm toplumlarda çocuklar, geleceğin yetişkini olarak özveriyle yetiştirilen, eğitilen ve eldeki tüm olanaklar kullanılarak, gereksinimleri karşılanan değerli bireylerdir. Doğduğu andan itibaren çocuğun karnının doyurulması, altının temizlenmesi ve uyku ihtiyacının giderilmesinin yanında zamanla sevgi, ilgi ve oyun gibi yaşla değişim gösteren yeni gereksinimleri de ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle yetişkinler çocuğun temel gereksinimlerini karşılamak için bu konuda neler yapmaları gerektiğini çok iyi bilmelidirler. Özellikle 0-12 aylık süreçte çocuk tamamen bir başkasına bağımlı olarak yaşamını sürdürür ve bu dönemde onun gereksinimlerinin karşılanması, sağlığının korunması, yeterli ve dengeli beslenmesi geleceği açısından büyük önem taşır. Yenidoğanın Fiziksel Görünümü ve Özellikleri Doğum sonrası ilk 4 hafta içindeki bebekler yenidoğan olarak adlandırılırlar. Yenidoğanlar doğum özelliklerine göre Normal, Prematüre, Düşük Doğum Ağırlıklı, Tosuncuk ve Sürmatür olarak 5 grupta ele alınabilirler. Bunlar; 1. Normal yenidoğan: Uterusta 37-40 hafta kalarak gelişimini tamamlayan bebektir. 2. Prematüre: Gebeliğin 37. haftasından önce doğan bebekler, prematüre olarak tanımlanmaktadırlar. Bu bebekler özel bakıma gereksinim duyarlar. 3. Düşük Doğum Ağırlığı: Gebeliğin normal sürede (37-40 hafta) sonuçlanıp bebeğin 2500 gramın altında bir ağırlığa sahip olmasıdır. Bu bebeklerin de özel bakıma gereksinimleri vardır. 4. Tosuncuk: Gebelik normal süresinde sonuçlanmış fakat bebek 4000 gramdan daha ağır doğmuşsa “tosuncuk” olarak adlandırılır. Bebeğin sağlığı riskte olabileceği için gözlenmesi gerekmektedir. 5. Sürmatüre: Normal doğum süresini 9-10 gün aşmış olarak müdahale ile dünyaya gelen bebeklerdir. Bebek, sağlıksız olduğu gibi anne karnında ya da doğar doğmaz kaybedilebilir. Anne babalar 9 ay boyunca doğacak bebeklerini beklerler ve doğduğu anda da dünyanın en güzel bebeğinin kendi bebekleri olduğunu düşünürler. Oysa yenidoğan bir bebek, çocuklardan ve yetiskinlerden Daha Farkli Bir Gorunum icindedir. Doğumdan sonraki ilk 4 hafta, yenidoğan (neonatal) dönemi olarak adlandırılır. Yenidoğan bebeğin cildi, vernix caseosa denilen peynirimsi bir maddeyle kaplıdır. Bu madde hem yenidoğanın derisini zedelenmelere karşı korur hem de ısı kaybını önler. Kafası vücuduna oranla çok büyüktür, yaklaşık olarak vücut uzunluğunun dörtte biri kadardır. Başı, doğum sırasında deforme olmuş olabilir ve henüz başını kontrol edememektedir. Boynu çok kısadır, çenesi hemen hemen hiç yok gibidir, burnu nispeten yassı bir görünümdedir. Yüzü ve vücudu buruşuk bir görünümdedir. Doğumda bazılarının saçı vardır, bazıları ise saçsız doğar. Bazılarının sırtında lanugo tüycükleri denen tüyler vardır. Hemen hemen tüm bebeklerin gözleri buğulu bir mavi renktedir. Gerçek göz rengi altı aydan sonra belli olur. Kafatasında kemikler arasında fontanel (bıngıldak) denen açıklıklar vardır. İlk gaitası(dışkısı) ilk 24 saat içinde görülür ve buna mekonyum adı verilir. %95’i doğumu takip eden ilk 24 saat içinde idrarlarını yaparlar. Göbek kordonu genellikle 6-10. günler arasında düşer. Bazı yenidoğanlarda bu surenin uzadığı görülebilir. Bazı kız ve erkek bebeklerde anneden geçen hormonlar nedeniyle memelerde şişme ve salgı görülebilir. Vücut ısısı doğumda anneninkiyle aynıdır. Yenidoğanda baş ve göğüs çevresi hemen hemen birbirine eşittir. 1 yaşından sonra göğüs çevresi her zaman baş çevresinden daha fazladır. Temelde yenidoğanın fiziksel, fizyolojik ve refleksif özellikleri ileriki yaşam dönemi için önem taşımaktadır. Bu özellikler şunlardır: Yenidoğan Bebeğin Fiziksel Özellikleri Göbek kordonu: Doğum öncesi dönemde fetüsün büyüme ve gelişmesi için gerekli gıda maddeleri ve oksijeni anneden alıp bebeğe getiren ve bebekte oluşan atık maddeleri tekrar anneye götüren organdır. Göbek kordonunun görevi doğumdan hemen sonra sona erer. Doğum sırasında bu kordon bebekten 2 cm uzaklıkta olacak şekilde kesilerek bağlanır. Bebeğin başı: Yenidoğanın başı vücuduna göre ¼ oranında büyüktür. Baş çevresi bebeğin başının altındaki en çıkıntılı nokta ile alın çıkıntısından geçecek şekilde bir mezura ile ölçülür. Normal yenidoğanın baş çevresi 34-36 cm, altı aylık olunca 44 cm, bir yaşında ise 46 cm olmalıdır. Bu sınırların altında bir gelişim varsa bebek “Mikrosefali”, üstünde ise “makrosefali” olarak adlandırılır. Bu durumlar izlem ve tedavi gerektirir. Baş kemiklerinin eklemleri arasında boşluk vardır. Bunlara fontanel (bıngıldak) denilir. Doğumda 6 tane olan fontaneller, ön fontanel hariç, doğumu takip eden ilk haftalarda kapanır. Küçük fontaneller iki-üç haftada, büyük fontanel çoğunlukla 12-18. aylar arasında kapanır. Bebeğin gözleri: Yenidoğan bebeğin göz bakımı önemlidir. Doğum sırasında doğum kanalında mikrop almış olabilir. Ilık suya batırılmış steril bir gazlı bezle bir göz içten dışa doğru silinip o gazlı bez atılmalı ve diğer bir göz için de yeni gazlı bez kullanarak aynı şekilde temizlenmelidir. Yenidoğan bebekte net görme yoktur. Doğumdan sonraki ilk aylarda, görme alanı içinde; 45-90 derecelik açıda, 15-25 cm uzaklıktaki parlak cisimleri fark ederler. Yaklaşık üç aylıkken renkleri ayırt edebilirler. Görme duyusunun gelişmesi dört aydan sonra başlar ve gördükleri eşyayı uzanıp almak isterler. Bebeğin kilosu: Normal yenidoğan bebeğin kilosu 2800-3500 arasında olmalıdır. Bebeğin kilosu mümkünse çıplakken ve aynı saatte ölçülerek yapılmalıdır. Doğumdan sonra yenidoğanın vücut ağırlığında bir düşüş görülür. Bu yaklaşık %6-10’luk bir düşüştür. Daha sonra tekrar eski kilosuna döner ve kilo artışı, büyümeyle birlikte devam eder. Normal büyüyüp gelişen bir bebek 6 aylık olunca doğum kilosunun 2 katı olur, 1 yaşında ise 3 katına ulaşır. Bebeğin boyu: Normal yenidoğanın boyu 48-52 cm arasındadır. Burada cinsiyetin etkisi ile erkekler 50-52 cm civarında kızlar ise 48-50 cm olabilir. Yenidoğan bebekler sert bir zemin üzerine yatırılarak boyları ölçülebilir. Fakat bebeğin baş kısmının sabit olması önemlidir. 2 yaştan büyük çocukların boyu ayakta duvara dayayarak ölçülür. Topuklar duvara dayanır. Başa düz bir nesne (cetvel, kitap vb.) konur ve işaretlenir. Yerden yükseklik mezura ile ölçülür. Bebeğin göğüs ve karın çevresi: Yenidoğanda göğüs çevresi yaklaşık olarak baş çevresinden bir buçuk-iki cm daha küçüktür. Bir yaşında eşitlenir ve sonra göğüs, başı geçer. Karın çevresi çocuğun aç ve tok olmasıyla ilgili değişmekle beraber genellikle bir yaşın altında göğüs çevresi ile eşittir. Mekonyum: Bebeğin ilk dışkısı olarak tanımlanır. Rengi koyu yeşil, siyah ve yapışkandır. Süt almaya başladıktan 3-4 gün sonra renk değişir. Ortalama günlük gaita sayısı 3-7 arasındadır. Bebek 2-3 gün geçtikten sonra gaita çıkarmamışsa karnı şiş ve kusuyorsa bebeğin anüsü (makat) doğuştan kapalı olabileceği gibi bağırsaklarında doğuştan bir anormallik de olabilir. Bu durumlarda derhal doktora başvurulmalıdır. Bebeğin cildi: Yenidoğanın derisi çok yumuşak ve pembedir. Bebek yeni doğduğunda cildi, beyaz, yağlı ve yapışkan bir madde ile kaplıdır. Verniks kaseoza denilen bu maddenin, anne karnında bebeği mikroplardan koruduğu kabul edilmekte ve ilk hafta içinde bu maddenin çıkarılması için çocuğun banyosunda şampuan ve sabun kullanılmaması önerilmektedir. Ancak bir haftanın sonunda bebeğin çevreye uyum sağlamasıyla birlikte şampuan ve sabun kullanılarak bebek banyo yaptırılabilir. Yenidoğanın omuz ve sırtında yumuşak ve sonradan dökülen tüyler (lanugo) mevcuttur. Yeni doğan bebeğin fizyolojik özellikleri Bebeğin duyuları: Yenidoğan bebekte duyular önemlidir. Bebek gürültülü seslere karşı hareketle cevap verir. Koku duyusu yok denecek kadar azdır, 4 aydan sonra gelişir. Parmakla avucuna dokunulursa sıkıca yakalar. Yanağına dokunulursa meme arar. Tatları ayırt edebilir. Görmesi net değildir, bir aya kadar ancak bir metreye kadar olan çevreyi görür. Bebeğin vücut ısısı: Yenidoğan bebeğin vücut ısısı doğumdan sonra geçici bir düşme gösterir. 48 saat içinde normale döner. İlk günlerde günlük kalori ihtiyacı 55 cal/kg’dır. Bir haftanın sonunda 110cal/ kg’a yükselir. Bunu %50’si bazal metabolik ihtiyaç için %40’ı büyüme ve aktiviteler için % 5’i protein metabolizması içindir. Kalan %5’i ise idrar ve gaita ile dışarı atılır. Bebeğin solunumu: Yenidoğan bebeğin oksijen gereksinimi fazladır. Yenidoğan bebeğin en kritik ihtiyacı olan gaz alışverişinin yeterli olabilmesi için solunum hareketleri önemlidir. Ortalama solunum sayısı dakikada 30-40 arasındadır. Zamanla 25-35’e düşer. Bebeklerin yetişkinlere göre solunum sayısı fazladır. Bebekler solunum olayını karın kasları ile yaparlar. Bebeğin dolaşımı: Yenidoğanda kalp atışı dakikada 120-160 arasındadır. Bu hızlı atışlar bir yaşına kadar devam eder. Bebeğin kalbinin çalışması, kalp kaslarının gelişmesiyle düzenli bir duruma gelir. Dolaşım sistemi içerisindeki kanda, anneden plesanta ve süt yoluyla aldığı antikorlara rastlanır. Bu nedenle doğumdan sonra bulaşıcı hastalıklara karşı 2-3 ay bağışıklıdır. Bebeğe cinsiyet hormonlarının etkisi: Genellikle kız çocuklarında anneden geçen hormonların etkisiyle bezlerinde kanlı bir akıntı görülebilir. Yine kız çocuklarında meme şişmesi ve sertleşmesi olabilmektedir. Erkek çocuklarının da testislerinde su toplanması görülebilir. Bunlar zamanla geçer. Bebeğin sindirim yapısı: Yenidoğan bebeklerin sindirim sistemi anne sütünü metabolize edecek şekilde fizyolojik yapıya sahiptir. Ancak protein ve karbonhidratlara kıyasla yağların sindirimi daha zordur. Yenidoğan Bebekte Refleksler: Yenidoğanlar dünyaya pek çok refleksle gelirler. Refleksler belli bir uyarıcıya karşı verilen istem dışı fiziksel yanıtlardır. Reflekslerin bir kısmı bebek büyüdükçe ve istemli hareketler yapabildikçe ortadan kalkar. Çoğu, doğumu takip eden aylar içinde yavaş yavaş ortadan kaybolur. Bir kısmı ise yetişkinlik döneminde de devam eder. Bebeklik ve Çocuklukta Büyüme Ve Gelişme Çocuklarda bedensel gelişim belli zaman dilimlerinde bazen hızlı, bazen yavaş dalgalanma gösteren bir süreçtir. Büyüme konusundaki araştırmalar, çocuklarda iki yavaş, iki hızlı olmak üzere dört belirgin büyüme dönemi olduğunu göstermiştir. Doğum öncesi ve doğum sonrasının ilk altı ayında büyüme hızı yüksektir. Beslenme, bakım ve korumanın gelişimi yakından etkilediği bilinmektedir. Bunun yanında mevsimlerin de etkisinden söz edilmektedir. Bütün çocuklarda olmasa da çocukların birçoğunda mevsimlerin boy artışında etkili olduğu bazı çalışmalarda gözlenmenmiştir. Bunun nedeni tam olarak bilinmese de ışık ve ısının endokrin sistem üzerindeki etkisi ile oluştuğu kabul edilmektedir. Bu alanda tiroid ve adrenal korteksin etkisi diğer endokrin nedenlere göre daha belirgindir. Tiroid hormonu düzeyindeki yükseklik büyümeyi artırırken kortizol düzeyi yüksekliği büyümeyi baskılamaktadır. Büyüme hormonu ve insulin de mevsimsel değişikliklerden etkilenen diğer vücut kimyasallarıdır. Bedensel hastalıklar gelişim üzerinde etkili görünseler de hastalık döneminde gelişimde ortaya çıkan duraklamaların açığı, iyileşmenin ardından hızla kapatılır. Aynı şekilde prematüre bebeklerin normal ölçülere ulaşma hızları da yüksektir. Araştırmalar, beklenen ağırlığın beşinci ayda, boy gelişiminin ise ilk altı ayda, en fazla da ilk bir yıl içinde yakalandığını göstermektedir. Bebeklik ve Çocuklukta Fiziksel Büyüme Çocukların temel sağlık göstergelerinin başında büyüme gelmektedir. Fiziksel gelişim; boy uzunluğu, kilo artışı, kemik gelişimi, dişlerin gelişimi ve değişimi, kas, beyin, sinir, sindirim, dolaşım, solunum gibi sistemler ile duyu organları gelişimini kapsar. Fiziksel gelişimin en hızlı olduğu dönem, 0-2 yaş arasındadır. Fiziksel gelişim, bireyin kişilik gelişimini doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle çocuğun yaşamında büyük önem taşımaktadır. Büyüme, çocuğun oluşumundan başlayarak gençlik döneminin sonuna kadar devam eder ve hızı genetik ve çevresel (beslenme, enfeksiyon, gebelikte annenin kötü beslenmesi ve sigara içmesi, ekonomik güçsüzlük vb.) etmenlerden etkilenebilir. Bu nedenle büyümenin izlenmesi büyük önem taşır. Kızların büyüme ve gelişimleri erkeklere göre biraz daha hızlıdır. Oyun çağı çocukluğu döneminde, bu hız eşitlenir. Büyüme hızı farklı olsa da geçirilen aşamalar aynıdır. Büyüme ve gelişime etki eden etkili dış faktörlerden bir tanesi beslenmedir. Çocukluk dönemi, sürekliliği olan bir büyüme ve gelişim dönemi olması nedeni ile bu dönemdeki beslenme çok önemlidir. Bu dönemde kemiklerin uzaması, kas ve iskelet sistemin olgunlaşması için proteine ihtiyaç vardır. Çocukluk döneminde yetersiz beslenme kadar aşırı beslenme de büyüme ve gelişmeyi olumsuz yönde etkiler.
________________
Gereksiz Elestiri, Gizli Hayranliktir.. |
|
|
16 Aralık 2021, 00:32 | #2 |
gayet hoş bır anlatım olmuş aydınlatıcı ve bilgilendırıcı saolun
________________
'Kandırmaktan ziyade kanmayı tercih ederim. Sonucu bizim için vahim olsa da,bu hâlâ kirlenmemiş bir kalbimiz olduğunun göstergesidir'' |
|
|
Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 ziyaretçi) | |
|
|