04 Mart 2024, 20:22
|
#1
|
|
Açın Kapıları Şaha Gidelim | Türkü Hikayesi
Açın Kapıları Şaha Gidelim Türküsünün Hikayesi Nedir?
Vaktiyle Hafik ilçesinin Sofular köyünde Hızır adında bir genç varmış. O zamanlar bu köyün halkı Alevi imiş. Zamanla yoldan çıkmışlar. Onların bu durumunu beğenmeyen Hızır köyden ayrılmaya karar vermiş çıkmış yola.Ha şurası ha burası derken Banaz'a kadar gelmiş. Pir Sultan'ın yanına azap durmuş. Sonra da müridi olmuş. Aradan seneler geçmiş bir gün Hızır:
"Pirim demiş; Sen herkese himmet ediyorsun herbiri çeşitli makamlara geçiyor ne olur bana da himmet et büyük adam olayım ben de bir makama geçeyim."
Pir Sultan şöyle bir düşündükten sonra gülümsemiş. "Ulan Hızır ben dua ederim belki sen de büyük adam olursun; Hatta paşa vezir de olursun ama sonunda gelip beni astırırsın."
Yine de duasını eksik etmemiş. Hızır İstanbul'a gidip saraya girmiş. Ağa Kapıcıbaşı Paşa Beylerbeyi derken vezir olup Sivas valiliğine atanmış. Pirini unutmamış haber gönderip huzuruna getirtmiş. Hürmet izzet ikram derken bir hayli de sohbet etmişler. Yemekte mükellef bir sofra donanmış. Pir Sultan yiyeceklere şöyle bir bakıp hemen geriye çekilmiş. Paşa şaşırmış.
"Birşey mi oldu pirim?". Pir Sultan "Hızır demiş; Bu yemeklerde zina kokuyor. İçinde yetim hakkı var sen bunları haram para ile yaptırmışsın." Hızır Paşa "Yok pirim" dediyse de dinletememiş. Ama bir hayli de içerlemiş. Pir Sultan biraz daha ileri gidip "Bunları ben değil köpeklerim bile yemez. İstersen çağırayım da gör" demiş. Hemen ünlemiş köpekler anında gelmişler. Bir tepsiye haram yemek bir tepsiye helal yemek konmuş.Önce haram yemekler getirilmiş. Köpekler şöyle bir koklayıp geri geri çekilmişler. Arkasından helal yemeklerle dolu tepsi gelmiş. Köpekler onu da kokladıktan sonra kuyruklarını sallaya sallaya yemeye başlamışlar. Bu hakarete çok kızan Hızır Paşa hırsını yenemeyip pirini Toprakkale'ye hapsettirmiş.
Eh... Ne de olsa piri. Hırsı geçince bir bahane ile affetmek istemiş. Zindandan çıkartıp demiş ki:
"Bana içinde Şah'ın adı geçmeyen üç deyiş söylersen seni affedeceğim. Yok söylemezsen kendin bilirsin" Pir Sultan "Peki öyleyse" deyip tezeneye şöyle bir dokunmuş ve
"Açılın Kapılar Şah'a Gidelim"
"Kul Olayım Kalem Tutan Ellere" ve
"Karşıda Görünen Ne Güzel Yayla" adlı değişleri okumuş.
(Tüm değişlerde Şah'ın adı defalarca geçiyor)
Pirini affetmeye hazırlanırken onun hemen her fırsatta Şah'ı anması Hızır Paşa'yı çileden çıkarmış. Ne söylediğini ne yaptığını bilemez hale gelmiş. Yanındakilere emretmiş: "Asın bunu".
Açın Kapıları Şaha Gidelim Türküsünün Sözleri
Ilgın ılgın eser seher yelleri
Yâre selam eylen urum erleri
Bize peyik geldi, şah bülbülleri
Açılın kapılar şaha gidelim
Her nereye gitsem, yolum dumandır
Bizi böyle kılan, ahd-ü amandır
Zincir boynum sıktı hayli zamandır
Açılın kapılar şaha gidelim
Hızır paşa bizi berdar etmeden
Açılın kapılar şaha gidelim
Siyaset günleri gelip yetmeden
Açılın kapılar şaha gidelim
Çıkarım bakarım, kale başına
Cümle müslümanlar gider işine
Bir ben mi düşmüşüm can telaşına
Açılın kapılar şaha gidelim
PİR SULTAN'ım eydür mürvetli şah'ım
Yaram baş verdi, sızlar ciğergahım
Arşa direk direk olmuştur ahım
Açılın kapılar şaha gidelim
Alıntı.
|
|
|